YORUMLAR

HERHANGİ İLETİŞİM BİLGİSİ İÇEREN YORUMLAR ONAYLANMAYACAKTIR !

27 Şubat 2014 Perşembe

Liseli yavru Götten Sikilmeyide Sevdi!


Merhaba arkadaşlar. Son yaşadığım olaydan sonra bunu sizlerle paylaşmaya karar verdim. Kendim ile ilgili ayrıntıa gerek görmüyorum, direk anımı size transferya başlıyorum. Lise yıllarımı Türkiyede adından sıkça bahsedilen bir Anadolu Meslek Lisesinde geçirdim. Kızlar çok fazla olmasada vardı. Ama bizim şansımıza da bulunan kızların hepsi turistik bölgelerde staj yaptıklarından kaynaklı bir çoğu gayet rahat hatunlardı ve cinsellik yönünden keyiflerine düşkünlerdi. Dediğim gibi okulda pek kız yoktu, ancak ben tanınmış bir öğrenciydim. Hem hazırlıktan sonra geldiğim için, hemde kısa süre içinde hem haytalıkta hem de derslerde etkin olduğumdan kızların dikkatini çekmiştim.


Artık Lise sona gelmiştik, okulda son yılımızdı. Lise 2’lerden gözüme çok fazla takılan, o zaman bile vücut hatları olağanüstü sexy, esmer hoşi bir hatun vardı. Bayram tatiline girerken bir biçimde bu hatunun telefon numarasını aldım ve mesaj yazmaya başladım. O da yanıtladı. Bu biçimde yazışarak bayram tatilinden dönmeden yakınlaşmaya başladık. Döndüğümüzde de kantinde sınıflarda filan buluşuyor, fırsat bulduğumuzda ufak muzlinkuklar yapıyorduk. Ama iyi bir fırsat bulupta onunla tam anlamıyla cinsel bir şeyler yapamadan okul bitti, ayrıldık. O günden beri hep aklımdaydı. Yaklaşık 3 ay önce Facebooktan okulun sayfasında onu görüp dürtbütün. O da beni dürttü. Birkaç dürtüşmeden sonra arkadaşlık teklifi gönderdi. Eh tabi ben de kabul ettim ve yazdım. Öncelikle sohbetimiz mesajlarla, nasılsın, nerdesin biçiminde gelişti. Bir akşam aynı saatlerde çevrimiçi karşılaşıp MSN’lerimizi aldık ve olay tamamıyla yön değiştirdi...

MSN’de konuşurken onunla eski günlerde yaptığımız muzlinkuklardan bahsettik. Sonra ona, “Keşke yine yapabilsek!” diye bir sinyal yolladım. O da, “Keşke!” diye yanıtlayınca, onun da farklı yaklaşmadığını anladım. O gece sabaha kadar yazışarak sanal seks yaptık desem yalan olmaz. O bunu ilk kez benimle yaşadığını ve onu çok etkilediğimi söyleyip durdu. Daha sonra arada bir muzur sohbetler etsek de normal sohbetimiz de gayet olumlu devam etti. Benden etkilendiğini biliyordum. Ona sevgililer gününde sürpriz bir hediye yolladım, çok güzeluna gitmişti. Bundan 1 ay kadar önce ona, “İstanbula gelirmisin?” diye sordum. O da, “Olur!” diye yanıtladı. Kuzenimin evinin boş olduğunu, ancak kuzenimi de oyalayabilecek bir kız arkadaşını getirirse daha rahat edeceğimizi ekledim. O da gülerek, “Tamam!” dedi. Bir plan yapıp tarihi beklemeye başladık. O süre zarfında çok fazla çevrimiçi denk gelip sohbet edemedik ve denk geldiğimizde de cinsel sohbetlere fazla girmedik.

Gün gelip çattı. Kuzenimle kızları karşılamaya gittik. Otobüsten indiğinde gözümü ondan alamıyordum. Kırmızı mini bir elbise giymiş, içinde siyah kalın çoraplarıyla olağanüstü gözüküyordu. Liseden beri çok değişmişti ve gelişmişti, ancak bu onu dahada hoşleştirmişti. Abartısız 90-60-90 ölçülerindeydi. Uzun düz siyah saçları neredeyse belindeydi. Simsiyah gözleri esmer teninde parıldıyordu. İnci gibi dişleri vardı. Gülümsemesi beni çok etkilemişti. El sıkışıp sarıldık. Kulağına, “Seni çok özlemişim, bunu şimdi fark ettim!” dedim gülerek. “Galiba ben de!” dedi. “Çok hoş olmuşsun!” dedim, teşekkür etti. Diğer arkadaşı da kuzenimle tanıştılar. Arabaya binip Caddeye gittik, birşeyler yedik içtik sohbet ettik, sonra da eve geçtik. Biraz dinlenip dışarı çıkacaktık. Eve girdik, kızlara odalarını gösterdim, “Siz burada kalacaksınız, ancak bilmiyorum mümkün mü?” dedim. Ne ima ettiğimi anlayan Gözde gülümsedi...

Herkes akşam için hazırlandı. Gözdeyi gördüğümde birkez daha doğru bir hareket yaptığımı anladım. Mini bir kot etek, üstüne gömlek, butonları göğüslerini gösterecek biçimde açılmış, üstüne yelek, siyah desenli çoraplar ve topluklu ayakkabılarıyla olağanüstü sexy idi. Onu görünce gözlerine bakarak dudağımı ısırdım ve “Bu gece seni elimde tutmak için çok çaba sarfetmem gerekecek anlaşılan!” dedim. Güldü, “Sen mi, ben mi?” diyerek o da iltifatıma karşılık verdi. Hep beraber arabaya binip, sıklıkla adını duyduğumuz kulüplerden birine gittik. Bir hoş eğlenmiştik, Gözdeyle yakın temkatiyenrımız olmuş, sıklıkla öpüşüp koklaşmıştık. Gece olup eve geldiğimizde biraz daha oturup sohbet ettik. Gözde, “Ben içeri gidiyorum, gelirim birazdan!” dedi. Hepimiz çakır keyiftik. Kuzenle diğer hatun da işi ilerletmişler, birbirlerine sarılmış sohbet ediyorlardı. Ortamda fazlalık olduğumu hissettim ve “Ben bir odama gideyim.” diyerek kalktım...

Gözdenin odasının önünden geçerken kapı açıldı ve Gözde, hemen kalçalarının altında biten saten siyah geceliği ve siyah jartiyerleriyle karşımdaydı. Bana bakıp, “Hala odana gitmeyi düşünüyormusun?” diye sordu. Cevap vermeden odasına girip kapıyı örtbütün. Belinden tutup kendime çektim, onu yükseltip dudaklarına yapıştım. Ayakta öpüşmeye başladık, önce nefesimiz, sonra dudaklarımız, sonra da dillerimiz birleşti. Ellerini saçlarıma dolamış başımı çekiştiriyordu. Ben de eteğini sıyırıp kalçalarını okşamaya başladım. Gerçekten taş gibi dedikleri bu olsa gerekti. İçinde çamaşır yoktu. Beni yatağa itip oturttu. Üsbütünü çıkarıp öpmeye başladı. Sonra fermuarımı açıp kazık gibi olmuş sikimi çıkardı, gözlerimin içine bakarak önce bir öpücük kondurdu sikimin başına ve “Şimdi hayalleri gerçeğe çevirme zamanı!” diyerek sikimi emmeye başladı. Gerçekten işini biliyordu. Hem meziyetleri, hem hoşliğiyle tam bir afetti. Dilini dışarı çıkarıp sikimi kökünden başına kadar yalıyor, sonra kafasını ağzına alıp yuvarlak dil hareketleriyle emiyordu...

Bir süre böyle devam ettikten sonra kısa sürede emmeye ve okşamaya başladı, iyice kurulmuştum gelmek üzereydim. “MSN’de konuştuğumuz gibi yapalım, ilkinde ağzıma boşal!” dedi. Oysa MSN’de konuşurken hep iğrenç bulmuştu, anlaşılan ilki olmama izin verecekti. Sesimi çıkarmadım, ellerimi uzatıp saçlarını yakaladım ve ağzında gidip gelerek ona yardımcı olmaya başladım. Bu iyice hızlandı ve ağzına boşaldım. Bir hayli fazla boşalmıştım, kafasını tutup bastırdım ve döllerimi yutmasını sağladım. Kafasını kaldırdığında suratında karışık bir ifade vardı. Uzanıp yatağın başucundaki sürahiden bardağa su doldurdum verdim, içti. “Ee nasıldı tadı?” dedim. “Beklediğimden iyiydi!” dedi. Güldüm, “Sıra bende!” diyerek onu yatağa yanıma çektim, sırt üstü yatırıp boynundan öpmeye başladım. Sonra kulaklarına, ordan göğüslerine geçtim. Göğüsleri Liseden beri hayalimi süslüyordu, ancak ilk kez görecektim. Geceliğini sıyırıp onları açığa çıkardım. Göğüslerinde ne bir sarkma, ne bir yumUşaklık, sanki Paros mermerinden yapılmışlardı...

Göğüslerini biraz okşadım ve öpmeye başladım, göğüsuçlarını dudaklarımın arasında eziyor onu delirtiyordum. Usulca aşağı indim. Göbeğini kasıklarını öpüyor emiyordum. Ordan baldırlarına inip diz kapaklarına geçtim, biraz oyalanıp sağ ayağını elime aldım ayak başparmağını emmeye başladım, çok zevk alıyordu. Elimi uzatıpamını okşadım, bacaklarını iyice ayırdı, her yeri görkemlidi. Tekrar atılım yapıp baldırlarına geldim, elleri saçlarımda kafamı yönlendirmek istiyordu, izin vermeyip delirtiyordum. Dilimi çıkarıp, alttan klitorsine kadaram dudakları arasında gezdirdim, bir inilti döküldü dudaklarından, yeniden ve yeniden bunu yaptım. Sonra da resmen amına yumuldum, am dudakları arasında klitorisini buldum ve emmeye, dilimle daireler çizerek onu delirtmeye başladım. İnliyor, kendine hakim olamıyordu. Bir süre sonra titreyerek boşaldı. Birkaç dil darbesi daha attığımda resmen titriyordu. Kalktı, “Çok hoşdi ancak yetmez!” dedi ve güldü. “Bence de!” diye ekledim...

Yataktan indi, beni de yatağın kenarına oturtup bacaklarımı ayırdı, bacaklarımın arasına girip biraz sikimi yaladıktan sonra, bacaklarını belime dolayarak sikimi içine almak için atılım yaptı, ancak izin vermedim, belinden yakalayıp onu durdurdum. Sikimi kavrayıp amına sürtmeye başladım. Sikime oturmak için çabalıyor, ben izin vermiyordum. MSN’de onu yalvartacağıma söz vermiştim ve bu sözümü tutacaktım. Amının dudakları iyice kabarmış, amı sulanmıştı, sikimin kafası amının o dudakları arasında gezindikçe deliriyordu. Kulağıma eğilip, “Hadi gir artık!” dedi. Belini daha sıkı tuttum, sikimin kafasını sokup çıkardım. “Off hadi gir içime!” dedi. Aynı şeyi yaptım, biraz daha ileri gittim. “Hadi aşkım, sik beni, yalvarırım sok!” dedi. Güldüm ve onu serbest bıraktım. Bir atılımde sikimi içine aldı, amı olağanüstü sıcak, ıslak ve dardı. Amının her santimini sikimle hissediyordum. Kucağımda oturup tam anlamıyla sardı ve sıktı beni, sonra yavaş hareketlerle oturup kalkmaya başladı, sonra iyice hızlandı. Öpüşerek sikişiyorduk...

Kendimi geriye bırakıp alttan kısa sürede vurmaya başladım. Alttan sert bir biçimde vurdukça göğüsleri sallanıyordu, görüntü harikaydı. Bir süre daha böyle devam ettik. Sonra bir atılımde onu sırt üstü yatırıp, altıma aldım. Bacaklarını belime dolamış, elleri göğsümdeydi, içine girip çıkmaya devam ediyordum, ancak belimdeki bacaklar onu daha sert ve hızlı sikmeme engeldi. Bacaklarını bileklerinden yakalayıp havada birleştirdim, şimdi sert ve çabucak köküne kadar girip çıkarak onu sikiyordum. Elleri çarşafı sıkıyor, dudağından iniltiler dökülüyordu. Bacaklarını ayırıp iyice ona bastırdım, yüzünü daha net görmek istiyordum. İyice yüklenerek onu sikmeye devam ettim. Aldığı zevkten iyice kısılmış gözleriyle göz göze geldim. Dudağının kenarını ısırırarak inlemeye devam etti. Göz göze harika bir biçimde sikişiyorduk. Bir süre daha böyle devam ettim. İyice hızlandığımda, “Hadi beraber gelelim!” dedi. Tempomuzu iyice artırdık ve beraber sarsılarak boşaldık...

Bir süre sarılarak uzandıktan sonra, “Nasıl, beklediğin kadar hoşmiydi?” diye soran o oldu. “Fena değildi!” diyerek yanıtladım. Sinirlenmişti, “Off uyuz, o zaman git başka birinı sik!” dedi. Gülerek, “Kızma hemen, şakaydı, harikaydın, listenin ilk sıralarında yer alırsın!” dedim, gülüştük. Yatağın kenarından çantasını aldı içinden çıkardığı ıslak mendille önce benim sikimi sonra kendi amını temizledi ve yenidendan bana oral seks yapmaya başladı. “Anlaşılan birileri hala sikişmek istiyor!” diyerek güldüm. “4 kere geldim ancak hala istiyorum, çok zamanımız yok o yüzden de sana uyku yok!” diyerek güldü ve oral sekse devam etti. Kısa sürede sikim sertleşti ve onu 69 olacak biçimde çevirdim, dilimi amında gezdirmeye başladım. Şimdi ikimiz de hem zevk alıyor hem veriyorduk. Bir süre böyle devam ettikten sonra onu üsbütünden kaldırıp yatağa domalttım, “Çantanda krem var mı?” diye sordum. “Ya arkadan yapmasan? Çok acıyacak şimdi!” dedi. “Bir bakalım, canın acırsa söz bırakıcaz!” dedim. “Tamam.” dedi. Kremi aldım işaret parmağıma sürdüm ve götünün deliğinesoktum, bu arada amına yavaş yavaş girmeye devam ediyordum. Her iki deliğinde de olunması güzeluna gitmiş, inlemeleri artmıştı...

Götünden işaret parmağımı çıkarıp, orta parmağımı kremleyip soktum, o da basitçe girdi. İçi iyice kayganlaşmıştı. Şimdi iki parmağımı içine soktum. Alırken zorlandı biraz, Ihh’lasa da çok kısa sürdü ve alıştı. Bir sürede böyle devam ettim. Götü iyice alıştığında parmağımı çıkarıp sikimi de iyice kremledim, bir elimi göğsüne gdolayıp okşamaya başladım, diğer elimle sikimi göt deliğine hizlayıp kafasını ittim, girmişti. Biraz Ihh’ladı, biraz canı yandı, ama Çıkar! demedi. Ben de boşta kalan elimi alttan uzatıp amını okşamaya parmaklamaya başladım. Hem zevk almasını hemde alışmasını bekliyordum. Amındaki parmağımdan zevk almaya başladığında, götüne biraz daha girdim ve bu kez o kadar inlemedi. Zevk alması daha önde geliyordu. Bunu fırsat bilip tamamıyla kökledim ve onu doğrultup göğsünü okşayıp amını parmaklarken arka deliğini dolduran sikime daha rahat alışması için ensesini kulağını öpmeye başladım. İyice rahatladığında götünde hafifçe gitgele başladım ve sordum, “Nasıl, sevdin mi?” dedim. “Daha önce denediğimde acıdan diğer bir şey hissetmedim, ancak bu sefer harika!” dedi. “O kadar olsun artık!” dedim ve güldüm...

Şimdi götünün içinde rahatlıkla hareket edebiliyordum, her giriş çıkışımda zevk inlemeleri dökülüyordu dudaklarından. İyice hızlandım, onu yine domaltarak götünü sert ve seri sikmeye başladım. İnlemelerimiz bütün odayı doldurmuştu, ikimiz de zevkten dört köşeydik resmen. Bir süre sonra, “Üste çıkmak istiyorum!” dedi, kabul ettim, yattım. Yüzü bana dönük, sikimi eline alıp götünün deliğine denk getirip üstüne oturdu, anlaşılan çok sevmişti. Tam olarak üsbütüne yatıp dudaklarıma yapıştı, yavaş hareketlerle götüne alıp menfaatiyordu. Dudaklarını bırakıp kulağına, “Bakıyorum da arkadan yemek güzeluna gitti!” dedim. “Evet aşkım, çok sevdim, seninle yapılan her şey çok zevkli!” diyerek yanıtladı ve doğruldu. Yavaş yavaş hızlandı, kucağımda hopluyor, her oturuşunda çıkan sesler odayı kaplıyordu. Göğüsleri her oturuş kalkışında sallanıyor, saçları savruluyordu. İyice hızlandı, eli bacak arasına gitti, amını okşayarak orgazm olacağını anladım. Gözlerini açtı ve bana bakarak, “Gelebilirmisin?” diye sordu. “Evet!” dedim. İyice hızlandı, bir eli amında, bir eli dizimde, kucağımda hoplayarak beni de, kendini de boşalttı. Sonrasında beraber ahenkuşuz. Sabah bana yaptığı oral seksle uyandım.

Şimdilik bu kadar arkadaşlar. Herkese bol şans ve zevkli günler.

Evli Alman Hatun turisti denizli Pamukkalede Siktim!


Selam arkadaşlar, ismim Vural. Kuşadasında yaşıyorum ve Türkiyenin büyük bir seyehat acentasında Kokartlı Profosyonel Turist rehberi olarak çalışıyorum. Bu anlatacağım olayı geçen sene yaşadım. Kuşadasından bir yabancı turist kafilesiyle 2 günlük Pamukkale turuna çıkacaktım. Sabah kalkış saati geldi hareket ettik. Tur başlayınca ilk işim kendimi ve şöförü tanıtmak olur. Sonra da tur güzergahını ve 2 günlük proğramımızın ayrıntılarını anlatırım. Tabii bu arada otobüsteki grubu tepeden tırnağa süzerim, aralarında Halı Kahenk Deri müşterisi var mı, sikilecek karı var mı diye. Hemen hemen her grupta kesinlikle bir iki sikilecek karı çıkar. Kesinlikle bu bir abartma ya da atma değildir !!!


O gün de grupta çoğu evli çift olmak suretiyle bir kaç tane de tek karı vardı. Tek karılar pek öyle ahım şahım hoş değillerdi. Otobüsteki en hoş ve sexy karı olan, 30’lu yaşlardaki Sylvia ise malesef tura kocası ve 2 ufak çocuğuyla katılmıştı. Hani kocası ve çocukları olmasaydı net sikmek isterdim ve sikerdim de. Başından beri o aileye, Halı alacak müşteri gözüyle baktım, o niyetle ilgilendim. Yorucu bir otobüs yolculuğundan sonra Pamukkaleyi ve Hierapolis antik şehrini, antik tiyatro ve mezarlığı gezdikten sonra akşamotele giriş yaptık. Grubun anahtarlarını dağıttım, akşam yemek saatini bildirdim ve otelin termal havuzunun gece 23:00’e kadar açık olduğunu, şifalı suda yüzebileceklerini ifade ettim. Grup odalarına dağıldı. Akşamyemek saatinde restorana indiler, grupça yemek yedik. Tüm gruba birer duble Rakı ısmarladım. Bunu herzaman yaparım, grubun neşesini ve memnuniyetini yükseltmek için. Genelde gruptaki erişkin herkes ısmarladığım Rakıyı içer. Tadına bakıp da sevmeyen olursa, ona bir kadeh Şarap ısmarlarım. Yemekten sonra yalnızca bizim gruba özel dansöz çıktı. Dansözün şovundan sonra kalktık. Kimisi otelin barına, kimisi de termal havuza yüzmeye gitti. Ben de mayomu giydim havuza gittim.

Havuzda 4-5 tane yaşlı müşteri ve Sylvia yüzüyordu. Ben de girdim havuza, kendi halimde yüzüyordum. Sylviaya bilhassa yanaşmıyordum ki, havuzn yanıbaşında çocuklarıyla oturan kocası kıl olmasın ve ertesi gün gireceğimiz mağazalardan alışveriş yapsınlar diye. Saat 22:00’ye kadar falan yüzdük. Bu arada ben kocasının yanısıran yüzerek geçerken adamla bazı durumlarda bir iki kelime birşeyler konuşup geçiyorum, arayı ısıtmak için, güvenini sağlamak ve iyi satış yaptırmak için. Yüzerken Sylviayla karşılaştığımızda ve birbirimizin yanısıran yüzerek geçerken yalnızca tebessüm ediyorduk birbirimize. Derken havuzda yüzen o yaşlı müşteriler çıkıp yatmaya gidince, havuzda yalnızca Sylvia ve ben kalmıştık. Durum böyle olunca ben bilhassa Sylvianın yüzdüğü yere yakın yüzmüyordum. Sonra kocası Sylviaya seslendi, çocukların uykusunun geldiğini ve sabah erken kalkılacağını söyleyerek havuzdan çıkmasını istedi. Fakat Sylvia kocasına, “Sen yatır çocukları, ben havuz kapanana kadar yüzeceğim!” dedi. Kocası da yanıt vermeden çocukları aldı odaya gitti, ancak Sylviaya sinirlenmişti.

Biz kaldık mı koskoca havuzda Sylvia ile başbaşa! Sylvia yüzerek yanıma yaklaştı ve bana turun ertesi günkü etabıy ile ilgili sorular sormaya başladı. Havuzun kenarına tutunduk, suyun içinde tur ile ilgili konuşmayabaşladık. Derken Sylvia pat diye damdan düşer gibi, “Rehberlerin çok çapkın olduğunu duymuştum, bana niye hiç asılmıyorsun? Kocamdan mı çekiniyorsun, yoksa beni yeteri kadar çekici ve hoş bulmuyormusun?” dedi. Ben yanıt vermek istemedim, yalnızca gülümsemekle yetindim. “Anladım, Evlisin!” dedi. Evli olmadığımı, bu meslekle evliliğin yürümediğini ifade ettim. O halde niye asılmadığımı yeniden sordu ve suyun içinde ayağını önüme uzattı ve sikime bastırmaya başladı. Resmen sikişmek istiyordu. Ben yine mesafeli davranıyordum, zira havuzun etrafında bir iki tane yavşak garson dolanıp duruyoru. Böyle şeylerin acentanın kulağına gitmesi pek güzel olmadığı için, garsonların ya da diğer otel personelinin yanısıra müşterilerle bu tür yaklaşımlarda bulunmamaya çalışıyordum. Sylvia, “Kocamdan çekiniyorsan, çocukları odada yalnız bırakıp gelemez o!” dedi...

Ben de, “201 nolu odada kalıyorum, 5 dakika sonra odama gel o halde!” dedim ve Sylviayı havuzda bırakıp odama gittim. Az sonra kapıyı tıklattı, açtım. Sylvia içeri girdikten sonra kapıyı kapadım ve kapının arkasında öpüşmeye başladık. Ama nasıl öpüyor, resmen dudaklarımı kemiriyor, elini de mayomun içine sokmuş sikimi avuçlayarak. “Yavaş ol biraz yavrum, bu acelen ne?” desem de beni dinlemiyor, kıtlıktan çıkmış gibi saldırıyor. Dudaklarımı bırakıp önüme çömeldi, mayomu çıkarıp sikime saldırdı. Zaten kalkmış sikimi bir süre ağzına alıp sakso çekip iyice kıvama getirdikten sonra, bikinisinin altını üstünü fora edip, elimden tutarak yatağa sürükledi beni. Sırtüstü yatıp bacaklarını ayırdı. Elimi kıllı amına attım, okşamak, biraz yalamak istiyordum, “Bırak şimdi! Gel buraya!” diyerek beni üstüne çekti. Bacaklarını belime dolayarak tek atılımde sikimin tamamını amına vakumladı. Ben ağır ağır pompalamaya başladım, ama Slyvia öyle bir acele ediyordu ve hızlı sikmemi istiyordu ki, sanki kaçan Uçağa yetişmek ister gibiydi.

Daha amına gireli 1 dakika olmadan bu sarsılmaya ve titremeye başladı ve orgazm oldu. Çok kadın siktim, ancak bu kadar çabuk orgazm olan bir kadın daha görmemiştim. Kazık gibi sikimi amının içinde esir tutuyordu, bırakmıyordu ki ileri geri yapayım. Dudaklarını uzatarak dudaklarımı kaptı ve dudaklarımı kemirirken, amını gevşetti ve altımda kendisi hafif hafif ileri geri yapmaya başladı. Ben de bu hareketlerine katılıp amına girip çıkmaya başladım. Fakat bir türlü tam anlamıyla ne istediğini anlayamıyordum, hızlanıyordum, sikimi amında kıstırarak beni yavaşlatıyordu. Amına yavaş yavaş girip çıkıyordum, bu sefer de belimden asılarak hızlanmamı istiyordu. Bir de sikişirken hiç konuşkan değildi, ne birşey söylüyordu, ne de herhangi bir inleme sesi menfaatiyordu. Doğrusu karıyı ne tarzda sikeceğimi bilemiyordum...

Neyse ki hatun, sikim amındayken beni yatağa devirdi ve yuvarlanarak üsbütüne çıktı ve insiyatifi eline aldı. Başladı kafasına göre üsbütünde zıplamaya. Bazen deli gibi hızlanıyor, bazı durumlarda durma derecesinde yavaşlıyordu. Sonunda göğüslerini bana iyice yapıştırarak, kısa kısa gidip gelmelerle tekrar orgazm oldu. Ben daha boşalmamıştım, sikim kaygan amının içinde zonkluyordu ve hareket etmeme müsade etmiyordu. Kasılması ve titremesi tamamlanınca sordum, “Peki ben ne olacağım?” diye. Sikimin üstünden indi ve saksoya başladı. Taşaklarımı sıkarak sikimi 4-5 dakika emdikten sonra ağzına boşalttı, döllerimi direkt midesine indirdi. Sikimi yalayarak temizledikten sonra, benim şaşkın bakışlarım eşliğinde bikinisini giydi ve “Kusura bakma, sabaha kadar kalmak isterdim, ama gitmem gerek, kocam sinirden kudurmuştur şimdi. Zaten kocamla aramız sorunlutu, Türkiyeye tatile gelme nedenimiz çatırdayan evliliğimiz tekrar rayına oturtmak içindi...” dedi. Benden E-Mail adgörseli alıp, dudağıma bir öpücük kondurup gitti.

Sabah, turun 2. ve dönüş gününde, Sylvianın da kocasının da suratları asıktı. Muhtemelen dün gece kavga etmişlerdi. Mağzaları ziyaret ettiğimizde ise ikisi de girmedi içeriye, yani o aileye Halı falan satamadım. Tur bitip Kuşadasına vardığımızda, bütün grup neşeliydi ve otobüsten inerlerken bana ve şöföre teşekkür edip, bahşiş vererek ön kapıdan indiler. Sylvia ve kocası ise arka kapıdan inip, bizle vedalaşmadan otellerine gittiler. Tatilleri boyunca birdaha da görüşmedik. Havaalanı aktarımlerine Transfermenler eşlik ediyor ve benim de o gün esasen turum vardı.

Herkese hoş sikişler diliyorum arkadaşlar! 

Yengemle Seks Hikayeleri Okuyup Sikiştik!


Selam Kaymak Gibi Sikilen Amlar Sitesi okuyucuları. Adım Ertan, 23 yaşındayım ve Siirt’te oturmaktayım. Bu siteyi aylardır takip ediyorum ve aşağı yukarı tüm hikayeleri okumuşumdur. Buradaki bazı hikayeleri okudukça yengeme olan ilgim katlanmaya başladı. Bu arada dayımın karısı olan yengem 38 yaşında, 1.70 boyunda, 85 kiloda, etine buduna dyetişkin bir ev hanımıdır. Yengemi düşündükçe bütün erkeklik damarlarım şişer. Bir gün bizimkiler evde yokken, ben odamda yine herzamanki gibi internetten erotik hikayeler okumaya başladım. Tam da kalkmış sikimi eşofmanımdan çıkarmışım, sıvazlayarak, dayısının karısını siken birinin hikayesini okuyordum ki, kapı çaldı. Hay amına koyayım, sikim de öyle bir zonkluyordu, tuvalete gidip 31 çekmeyi düşünüyordum. Arkadaşlardan biridir diye, sikimi yeniden yerine sokarak ve tişörbütünle gizleyerek gittim kapıyı açtım. Fakat gelen yengem idi!


Yengem, “Annenler evdeler mi Ertan?” diye sordu. Ben de, “Teyzemlere gittiler, buyur gel içeri yenge, birazdan gelirler.” dedim. Yengem geçti salona. Sikim de hala kazık gibi, yengeme belli etmemeye çalışıyorum, “Yenge sen otur, ben bir lavaboya gireceğim.” dedim. Yengem, “Tamam.” dedi. Girdim tuvalete 31 çekerek indirdim sikimi. Tuvaletten çıktığımda yengemi salonda göremedim. Aklıma okuduğum hikayeyi açık bıraktığım geldi ve telaşla hemen bilgisayarın olduğu odama gittim. İçeri girdiğimde yengem bilgisayarın başındaydı (Google’dan yemek tarifi aramak istemiş) ve benim okuduğum o dayısının karısını siken adamın hikayesini görünce, hikayeyi okumaya başlamış! Nasıl utandım anlatamam. Yengem, “Ertan bu ne be? Sen bunları mı okuyorsun?” dedi. Ben yalnızca kafamı önüme eğdim ve yanıt veremedim. Yengem, “Vaay beee!” diyerek okumaya devam edince, “Yenge okuma!” diyerek bilgisayarı kapamak istedim. Fakat yengem, “Dur kapatma, çok enteresan şeyler anlatıyor, okumak istiyorum!” diyerek kapatmama engel oldu.

Ben de mecburen bilgisayarın yanındaki kanoldukçae geçip oturdum. Yengem, “Oha bee, yok artık, vay anasına!” diye diye hikayeyi okuyup bitirdi. Sonra da kanoldukçae yanıma oturdu ve beni süzmeye başladı. Ben tabi kafamı kaldırıp yengemin yüzüne bakamıyorum. Üstelik o okuduğu hikayedeki çocuk da yengesini düşünerek tuvalete gidip 31 çekiyordu, rezil olmuştum, yerin dibine girmiştim. Yengem bacak bacak üstüne atarak, çenemi tutup kafamı yukarıya kaldırdı ve “Ertan baksana bana, sen de mi demin tuvalete girip beni düşünerek 31 çektin yoksa?” dedi. Ne yanıt vereceğimi bilmediğim gibi, birde yengemin giydiği etek dar olduğu için diz kapağının üstüne kadar açılmıştı ve gözüm yengemin pürüzsüz bacaklarına kayıyordu. Yengem bacaklarına baktığımı farkedip, “Nereye bakıyorsun?” diye sordu. Benden yine yanıt yok tabii, zorla yutkunuyorum esasen, o anda beynimden vurulmuşa döndüm. Sikim yine kalkmaya başlamış, kasıklarımda ağrılar oluşmuştu...

Benim elim yüzüm pancar gibi kızarıyordu, ama yengem gayet sakin ve serin tavırlarla, “Eee, diğer yengesini sikenlerin hikayeleri var mı? Aç ta okuyalım!” dedi. Utana sıkıla geçtim bilgisayarın başına, ama sikimin kalkıklığını gizleyemedim tabi. Açtım yengeme bir hikaye ve beraber okumaya başladık. O hikaye de tamamlanınca, yengem, “Dur bir tane de ben seçeyim!” diyerek, hikayelerin başlıklarına baktıktan sonra bir tane açtı, ve birlikte okumaya başladık. Yengem bilhassa bizim durumumuza benzer bir hikaye seçmişti. Hikayeyi okudukça yengemin nefes alıp verişi değişmeye başladı. O sırada yengeme, “İyimisin yenge?” diye sorduğumda, yengemden yalnızca, “Hı hı!” diye bir yanıt geldi. O zaman anladım ki yengem zevk alıyordu. Bende bunu fırsat bilip, “Canlısını seyretmek istersen film açayım mı yenge?” diye sordum. Yengem de, “Aç bakalım ne açmak istiyorsan!” dedi...

Ben hemen hoş bir pornofilm açtım. Yengem kalın yarrakları görünce, “Bu ne yaaaa, ne büyük şeyler bunlar!” diye şaşkına döndü. Biraz izledikten sonra yengem, “Sıcak bastı valla! Çok kötü oldum!” diyerek başörtüsünü çıkardı ve önüme bakarak, “Sen iyimisin?” diye güldü. Benden ses çıkmayınca bacağını bacağıma değdirmeye başladı. Ben yengemin bu hareketinden cesaretle elimi yengemin bacağına koydum ve biraz okşamaya başladım. Yengem bana bakıp gülümseyerek, “Hoop, kendine gel!” dedi. Yengemingülümsemesinden ve rahat tavırlarından cesaret alarak, “Dayanamıyorum yenge çok hoşsin, filmdeki karılardan bile hoşsin valla!” dedim. Yengem gülerek, “Benim nerem hoş be, ben kendimi hoş bulmuyorum!” :) dedi. “Olur mu yenge, şu dudaklarına, göğüslerine, kalçana baksana, harikalar!” dedim. Yengem de, “Gerçekten hoş miyim?” deyince, ben, “Tabii yenge! Hele şu göğüslerin yok mu, beni öldürüyor valla!” diyerek göğüslerine dokunmaya başladım. Yengem hiçbir şey demiyor yalnızca şaşkın şaşkın bana bakıyordu...

Elimi biraz daha aşağılara indirip kalçasına dokunduğumda yengem gözüme dik dik bakarak, “Kolay gelsin Ertan, ne yapıyorsun?” dedi. “Hiiç yenge, yalnızca hoş olan yerlerini gösteriyorum!” dedim. Yengem gülerek, “Yaa öyle mii? Başka nerem hoşmiş göster bakalım!” :) dedi. Elimi kalçasından çekip öne getirdim, eteğinin altına sokarak, “Burası!” dedim ve külodunun üzerinden yengemin amını avuçladım. Yengemin amını okşarken dudaklarına yapıştım ve öpmeye başladım. Önce hiç reaksiyonsiz duran yengem sonradan öpmeme karşılık vermeye başladı. Bir çırpıda yengemin üstünü çıkararak o görkemli memelerini südyeninden kurtardım ve ağzıma aldım. Ben memelerini yalayıp emdikçe yengem inlemeye başladı. Yengem o kadar zevke gelmişti ki, artık elleriyle başımı aşağılara itmeye başladı. Anladım ki okuduğumuz hikayede olduğu gibi amını yalamamı istiyordu. Yengemin de sayesinde eteğini ve ıslanmış külodunu çıkardım. Ve hiç zaman kaybetmeden hemen yengemin kaymak gibi amını yalamaya başladım. Ben amını yaladıkça yengem inliyor, saçlarımı koparırcasına çekiyordu. Az sonra yengem çığlık atarak orgazm oldu...

Bende de dayanacak güç kalmamıştı, hemen eşofmanımı külodumla beraber çıkarıp, kazık gibi olmuş yarağımı yengemin ağzına vermeye çalıştım. Yengem gözlerini kocaman açarak, “Ohaaa! Bu ne lan? At yarağı mı bu?” dedi. Ben de, “Ne oldu yenge, korktun mu? Bu işte birazdan köküne kadar sana girecek!” :) deyip, yengemin başını yarağıma bastırdım. Yengem ağzını açınca gırtlağına kadar soktum. Ben yengemin ağzını abanarak siktikçe, yengem boğulacak gibi oluyor ve gözlerinden yaşlar akıyordu. Birkaç git gelden sonra fazla dayanamayıp midesine bütün spermlerimi boşalttım. Yengemin ilk defa spermin tadına baktığı her durumundan belli idi. Yengemin ağzını yüzünü başörtüsüne sildikten sonra birer sigara yaktık. Sigaralarımızı içtikten sonra kanoldukçae uzanıp yeniden öpüşmeye başladık. Yengemle öpüştükçe yarağım tekrar kalkmaya ve sertleşmeye başladı...

Göğüslerini öperek yeniden yengemin kaymak gibi amına indim ve yalamaya başladım. Yengemin amını yalarken bunun yanı sıra da parmaklıyor ve klitorisini oynuyordum. Amından sular akmaya başlayan yengem, “Yeter artık sokkkk şunu içime! Bittim!” diye bağırdı. Yengemin bacak arasına geçip yarağımla ıslanmış amına fırça çekmeye başladım. Yengemin gözleri kapalı, zevkten ayakları titriyor, “Sookkk ulan! Geçir içime! Yalvarıyorum sok artık! Öldürdün beni Pezevenk! Sokkkk!” diye bağırıyordu. Zaten bende de dayanacak güç kalmamıştı, yengemin bacaklarını iyice açtım, yarağımın başını ıslattıktan sonra amına dayayıp, bir atılımde sokmamla yengemin olağanüstü bir çığlık atarak altımdan kaçması bir oldu. Ne şekil korkmuştum valla, “Noldu yenge?” dedim. Yengem, “Hayvan herif! Orospu çocuğu! O ne şekil sokma öyle, yavaş olsana, amımı parçaladın!” diye bağırdı...

“Tamam anladık orospu, bağırma!” deyip yengemi yeniden çektim altıma, yarağımı tekrar soktum amına ve yavaş yavaş girip çıkmaya başladım. Yengem altımda çığlık çığlığa sikilmenin zevkini menfaatiyordu. Yaklaşık 10 dakika o tempoda siktikten sonra yengem belimden çekerek, “Hızlı hızlı sik!” demeye başladı. Ben iyice hızlandım ve sert sert sokup çıkarmaya başladım. Yengem o sırada çığlık atarak ikinci kez orgazma ulaşmıştı. Benim de ayaklarımın bağı çözülmüştü, “Yenge boşalacam!” dedim. Yengemin, “İçime boşal, korunuyorum!” demesiyle öyle bir boşaldım ki yengemin amına, döllerim yarağımın kenarından dışarı çıkmaya başladı. Ama ben durmayıp pompalamaya devam ediyordum. Amından çıkmadan bir kez daha boşalana kadar siktim yengemi. Sonra birlikte banyoya girip, yengeme bir postada duşun altında kaydım. Yıkanıp kurulandık giyindik ve yengem annemleri beklemeden evine gitti...

Sadece ben sikiyorum diye Bildiğim Karımı Sikişirken İzledim!


Merhabalar. Ben Afyondan Mahmut, 38 yaşında evli bir erkeğim. Karım Sultan 36 yaşında, 1.60 boyunda, esmer, hafif balık etinde, kapalı bir kadındır. Aslen Konyanın bir kasabasındanız. Karımla geçen sene iki haftalık memleket ziyaretine gittiğimizde, karımın teyzesinin oğlunu olan Ademin evinde kalacaktık. Adem, babası gibi hanzo tipli, kaba saba, esmer bir adamdı. Oraya varışımızın ikinci günüydü, karımı teyzesinin oğlunun evinde bırakıp, ben eski arkadaşlarımı görmek için atladım bir minibüse Konyaya gittim. Arkadaşlarla görüştükten sonra akşam yeniden kasabaya döndüm. Eve giderken yolu kısaltmak için bahçe içlerinden geçiyordum. Az ilerde Ademin arabasını tenhada park etmiş halde görünce yanına gideyim diye yolumu değiştirdim. Yaklaşınca arabanın içinde yalnız olmadığını görüp merkla dikkatlice baktım, bir kadınla şevişiyorlardı...


Rahatsız etmemek için önce sesizce uzaklaşmak istedim, ancak merak ya bu, sonra fikir değiştirip, biraz daha yaklaşıp, çalıların arkasından gizlice izlemeye karar verdim. Arabadaki kadın netlikle kendi karısı değildi, Adem karısını bir diğer kadınla aldatıyordu. Ama kiminle? Bunu görmek için sessiz sedasız biraz daha yaklaşıp seyretmeye başladım. Adem oturuyordu, kadın da herhalde Ademin yarağını yalıyordu, kadının yalnızca saçlarını görebiliyordum, kafası piston gibi inip kalkıyordu. Adem, “Yala aşkım yala, yarağımın hepsini al ağzına! O salak kocan iyi sikememiş seni, karı nasıl sçiftr şimdi gösterecem sana, o boynuzlu kocanın da boynuzları büyüsün!” diyordu. Arada sırada da, “Amına koyduğumun orospusu iyi yala, dprosedüre!” diye küfür ediyordu. Şimdi Ademe sakso çeken kadının kim olduğunu daha fazla merak etmiştim. Bu böyle 15 dakika kadar sürdü. Ben de onları izlerken yarağımı çıkarmış 31 çekiyordum...

Kadın birden kalkıpta külodunu menfaatinca, arabadaki kadının karım Sultan olduğunu gördüm ve beynimde şimşekler çaktı! Ama ne yapması gerekirdim ki? 15 dakikadır karım yarak yalıyor ben de izliyordum ve üstelik de aşırı derecede tahrik olmuştum. Biraz yarağım iner gibi oldu, ancak ben bunları düşünürken karım Ademin yarağına oturunca, yarağım tekrar sertleşti. Karım arabanın arka koltuğunda inip kalkarak Ademin yarağın yiyordu ve bundan da aşırı zevk alıyordu ki, bu her durumundan belliydi. Saçları sağa sola savrularak zıplıyor ve “Ohhh erkeğim, sikicim!” diye çığlıklar atıyordu. Bu arada bende de kıskançlık ve ihtiras bir olup zevke dönüşmüş, karımın karşımda teyzesinin oğlu tarafından sikilmesinden zevk alır hale gelmiştim. Karışık duygular içinde karımın sçiftşini seyrederken, onlar çığlık çığlığa sikişlerine devam ediyorlardı...

Az sonra arabadan dışarı çıktılar. Karım eteğini beline toplayıp arabanın kaportasına ellerini dayayarak Ademe domaldı. Adem de yanaşıp karıma arkadan amına kökleyince, karım tekrar başladı inlemeye. Adem de kısa sürede pompalıyordu karımın amına. Bu böylelikle 10-15 dakika sürdü, sonra karım titreyerek şiddetli bir şekilde orgazm olup boşaldı. Karımdan hemen sonra Adem de böğürerek karımın amına boşaldı ve üzerine yığıldı. Bense 31 çekerek çoktan boşalmıştım, yavaşca geldiğim gibi sessiz sedasız ordan uzaklaştım, karmakarışık duygularla eve gittim. Onlar da iki saat saat sonra geldiler. Bu iki saatte net sikişmeye devam ettiler. Güya akraba ziyaretine gitmişler de, ordan geliyorlarmış. Ben bir şey diyemedim tabi, gördüklerimi görmezden gelip, namuslu sandığım karımla evliliğimi sürdürmeye karar verdim.

Orda kaldığımız iki hafta boyunca, onlara çaktırmadan ortam hazırlayıp karımla Ademin sikişmelerini gizlice seyrettim. Müthiş heyecanlı oluyordu ve hayatım dahada zevklenmişti. Şimdi Afyona döndük ve ben diğerlarının da karımı sikmesini nasıl istekluyorum bilemezsiniz. Nasıl olur, kimle olur bilmiyorum ama, gizlice karımın sikişmesi için ortam yaratmaya çalışıyorum.

Baldızım Selenayın O Beni deli eden Götünü Siktim!


Kayınpederlere yatılı gittiğimizde baldızım Selenayın o beni azdıran götünü gördükten sonra birdaha unutamaz olmuştum. Nezaman aklıma gelse sikim kalkıyor ve baldızımın götünü sikme fantazileri kuruyordum. Evet, ne yapıp edip baldızın götünü kesinlikle sikmem lazımdı. Fakat aradığım fırsat birtürlü elime geçmiyordu. Baldızıma Üniversitede derslerinde oldukça başarılı olduğu için Fransadan özel bir kuruluşun bursunu teklif etmişler. Baldız da kayınpederlerle konuştuktan sonra kabul etmiş. Akademik kariyerini yükseltmek için okuluna Fransada devam edecekti. Bize geldiği zaman karımla bu konu ile ilgili konuşuyorlardı, pasaport prosedürleri için Ankaraya gitmesi lazımdı. Karımla öyle konuşlinkarken, selenayı belki Ankarada sikerim kanaatsiyle, karıma, “Ben gdolayırüm Selenayı Ankaraya, esasen Ankarada görüşeceğim bir firma var, oldukçadir erteliyordum!” dedim. Karar almıştık, Ankaraya Selenayla beraber gidecektik.


Gideceğmiz gün arbamla erkenden yola koyulduk. Selenay sıkı kumaş bir pantolon giymiş, üstünde beyaz bir bluz, bir de siyah yelek vardı ve göğüsleri yine fora olmuştu. Bir süre yol katettikten sonra Selenaydın da bana karşı bir zaafı olduğunu anladım, hep derin derin gözlerime bakıyor, arada bir bakışları sikime kayıyordu. Baldızım Nilay çok muzur, neşeli ve espirili bir kızdı, durmadan açık saçık fıkralar anlatıyor ve bana da anlattırıyordu. Ben anlatınca, “Çok komiksin be enişte!” :) deyip, bacağıma elini koyuyor, kasıklarıma dokunuyordu. Benim sikte kalkmaya başladı tabi. Selenay kalkan sikime bakarak, “Enişte tuvaletin geldiyse bir yerde durda git istersen!” :) dedi. Ben utandım o an, “Yok Nilaycığım...” dedim. Sonradan düşündüm de, Üniversiteye giden bir kız sikin kalkmasıyla tuvalete gitmenin bir alakasının olmadığını bilmez mi? Bilir tabi, baldız bunu muzlinkuk olsun diye ifade ettiğini adım gibi biliyorum. Bence sikimin kalktığının farkında olduğunu hissettirmek için ifade etti bunu...

Neyse bu biçim espirilerle Ankaraya vardık, Selenayın pasaport işlerini hallettik, ben de iş yaptığımız bir firmayla kısa bir görüşmede bulundum ve Ankarada yapılacak işler bitmiş oldu. Normalde hemen İstanbula dönmemiz gerekiyordu, ama Selenay, “Enişte yol çok yorucu, bu gece otelde kalalım, yarın dtavsiyez!” dedi. Benim de canıma minnet tabii, belki otelde bir fırsat bulur sikerim kanaatsiyle hemen, “Tamam kalalım!” dedim. Bakanlıklarda biraz gezdikten sonra bildiğim hoş bir otele gittik. Resepsiyona vardık 2 tane oda tutcaktım, selenay beni kenara çekti ve “İki odaya gerek yok enişte, aynı odada kalırız, yabancımıyız?” dedi. “Kızım ablan duyarsa ikimizi de öldürür valla!” dedim. “Yok yaa, aynı odada kaldığımızı söylemeyiz ki enişte!” :) diye sısrar edince, ben de tek oda tuttum ve çıktık odamıza...

Odaya ve banyoya falan şu şekilde bir baktık, eşyalarımızı koyduk. Önce ben bir duş aldım ve külodumla bornozu giyip çıktım banyodan, tabi aynı gün döneceğimiz için ikimiz de pijama falan almamıştık yanımıza. Benden sonra da baldızım duş aldı ve o da bornozla çıktı. Ben yatakta uzanmış TV seyrediyordum, baldız geldi yanıma uzandı. İkimiz de bornozlayız. Baldız pis pis sırıtarak, bornozumun üst kısmından elini soktu ve göğüslerimin kıllarıyla oynamaya başladı. Ben birşey olmamış gibi TV seyrediyorum, Nilay uyuz oldu ve “Enişte bana baksana bir!” dedi. Yüzümü baldıza çevirince dudaklarıma yapıştı ve uzunca öptü, “Nasıl, güzeluna gitti mi enişte? Seni istekluyorum!” dedi. “Valla selenay ne diyeyim, sizde kaldığımız o gün, o tangalı götünü gördükten sonra benimde sana karşı zaafım başladı!” diyerek ben de baldızı öpbütün ve ateşli bir biçimde öpüşmeye başladık...

Baldız, “Ablamın sana artık yetmediğini biliyorum enişte!” dedi. Ben de, “Ablanın laçkalaşmış amını sikmekten çokıldım, zevk vermiyor artık ve ablana sikim kalkmıyor! Ama o gece sizdeyken seni o halde görünce kalktı ve seni düşünerek siktim ablanı!” dedim. Baldız sırıtarak, “O gece ablamı çığlık çığlığa nasıl inlettiğini duydum enişte!” :) dedi ve bornozumun önünü iyice açarak elini külodumdan içeri soktu, kalkmış sikimi okşamaya başladı. Ben de onun bornozunu açtım ve pembe sütyeninden aşan göğüslerini kurtarıp yalamaya başladım. Taş gibi sert göğüsleri vardı, uçları fındık gibi sertleşmişti. Nilay göğüs uçlarını ağzıma bastırıyor, “Em enişte, ohhhhh! Ye onları!” diyordu. selenay bir göğüslerine bir dudaklarına yapışıyordum. selenay da, “Evet enişte, ohhhh!” diyerek sikimi külodumdan çıkarmış 31 çeker gibi asılıyordu...

Bir süre sonra doğrulduk, ikimiz de bornozları tamamıyla çıkarıp kenara attık. Baldızı boynundan öpmeye başladım, bir yandan da tangasının ipi arasına girmiş götünü elliyordum. Selanay beni sırtüstü yatırıp külodumu tamamıyla çıkardı, üzerime eğilerek sikmi eline aldı ve yavaşca yalamaya başaldı. İyice zevke gelmiştim, baldız yaladıkça sikim gittikçe sertleşiyor ve büyüyordu. “Woowww enişte, sikinde süpermiş!” diyerek yalamaya devam etti. Pembe rujlu dudaklarıyla sikmi emerken bir yandan da taşaklarımı avuçladıkça ben kendimden geçiyordum resmen. Memnuniyetimi, “Sen de az değilmişsin baldız, ne hünerlerin varmış öyle!” dedim. selanay sikimi yalamayı bırakıp tangasını çıkardı, yatağa sırtüstü uzanarak bacaklarını ayırdı ve “Hadi enişte, biraz da sen yala!” dedi. Gözümü baldızın yeni traşlı kaymak gibi amından alamıyordum. Tabii ablasının laçkalaşmış amı nerde, tazecik genç kız amı nerde! Üstelik bildiğim kadarıyla da bakireydi henüz...

“Sana şimdi ince ayar çekeceğim baldız!” :) diyerek hemen yumuldum baldızın amına ve yalamaya başaldım. Klitorisini emiyor, amının dudaklarını yiyordum resmen. Am dudaklarını parmaklarımla aralayıp dilimi soktuğumda, baldız kıvranmaya başladı. O kadar ufak ve dar am deliği vardı ki, dilimi bile bütünden sokamıyordum, net bakire olmalıydı. “Kız bu ne böyle, amın hiç açılmamış, kimseyle sikişmedin mi daha?” :) dedim. “Yok enişte, bakireyim daha, ancak göbütünü çok deldiler!” :) dedi. Amını yalarken götünü de parmaklamaya başlayınca, selanay titremeye ve o ince sesiyle inlemeye, ufak ufak çığlıklar atmaya başladı ve sonunda orgazm olarak ağzıma akıttı sularını. Amının sularını da yalayıp yuttuktan sonra Nilayı yüzükoyun çevirip göt deliğini yalamaya koyuldum. İki elimle götünün yanaklarını ayırıp, gömlek butonsi gibi ufak büzüğünü dilliyordum. Bir yandan da, bunu götten nasıl siktiler acaba, götü sanki hiç sikilmemiş gibi duruyor diye düşünüyordum...

Parmaklayarak göt deliğini biraz alıştırdıktan sonra baldızı dörtayak üstüne getirip iyice domalttım ve arkasında yerimi aldım. Sikimi tükürükle ıslatıp, göt deliğine de bolca tükürdükten sonra, sikimin başını sokmaya çalıştım. Fakat bir türlü sokamadım, sikim zırt pırt aşağıya kayarak amını yokluyordu.Selenay korkuyla titrer vaziyette, “Enişte sakın önden girme, arkadan istediğin kadar yap!” diyordu. “Tamam hayatım, önden yapmayacam, ama arkana da girmiyor!” dedim. “Dur enişte çekil, bana bırak!” dedi. Beni yatağa sırt üstü yatırdı ve kendisi bacaklarını ayırarak, yüzü bana dönük halde, ata binermiş gibi üsbütüne çıktı. Sikimi eliyle kavrayıp götünün deliğine denk getirip yavaşça sikime oturmaya başladı. Dudaklarını ısıra ısıra ve yüzünde buruk bir ifadeyle sikimin başını almıştı. Hafif hafif oturup kalka kalka sonunda hepsini aldığında gözlerini yumarak bir ohhh çekti...

Üsbütünde bir süre hareketsiz kaldıktan sonra inleyerek yavaş yavaş inip kalkmalara başladı. 3-5 dakika sonra artık resmen çığlıklar atarak zıplıyordu. Artık ben de alttan götüne hızlı hızlı pompalıyordum. Ben alttan bastıkça selenayın çığlıkları bağırmalara dönüştü. selanay artık kumandayı bana bırakmış, kendisi saçlarıyla oynuyordu. Arada bir, “Ohhh, harikaaa! Bitirdin beni enişte!” diye inliyordu. Selenayın havada uçuşan göğüslerini sıkarak götünü bir süre bu pozisyonda siktikten sonra, bu sefer sırtını bana dönerek oturdu sikimin üstüne ve öne eğilerek ayak bileklerimden tutundu. Artık sikimin götüne giriş çıkışlarını daha net görebiliyordum. Bir süre sonra sikimi götünden çıkarmadan selenayı dörtayak domalttım ve götünü sikmeye devam ettim. Hızlı hızlı götüne girip çıktıkça taşaklarım da amına çarpıyor ve makineli tüfek gibi ‘şap şap şap’ sesleri çıkıyor, selenayın, “Of of enişte!” seslerine karışıyordu...

Yorulmuştum ama boşalmama daha fazla vardı, sikim götündeyken selenayla beraber yan yattık, 66 olduk, biraz soluklandık. Nilay, “Off enişte, göbütünü patlattın, okuldan o kadar genç erkek sikti bu götü, seninki gibi siklerini içimde dolu dolu hissetmedim!” dedi. Biraz dinlendikten sonra yeniden yavaş yavaş götüne girip çıkmalara devam ettim. Bu arada göğüslerini de yoğurmayı ihmal etmiyordum. Yeniden hızlanmaya başladığımda selenayın çığlıkları da artmaya başlamıştı. “Nasıl baldız, o götünü sallayıp beni azdırmaya benziyor mu?” dedim. Baldız da, “Yok enişte, senin sikine helal olsun bu göbütün!” diyordu. 66 pozisyonunda biraz daha siktikten sonra sırt üstü yatırdım ve am siker gibi götünü sikmeye devam ettim. selenayın altımda gözleri kaymış, inleyerek dudaklarını ısırıyordu...

Götünü sikerken klitorisiyle de oynamaya başladım. Baldızın amından yine sular akarak orgazm olunca, “Baldız önden gireyim mi? Patlatayım mı?” dedim. Baldızın gözler birden kocaman açıldı ve “Yok enişte sakın ha! Annemler patlak olduğumu öğrenince biterim ben! Hem sonra evde kalırım, patlak bir kızla kim evlenir ki?” dedi. “Seni patlak halde almayacak adamın taa amına koyayım ben!” diyerek götünü hızlı hızlı sikmeye devam ettim. Artık ben de boşalmaya yaklaşmıştım sikimi götünden çıkarıp yukarıya kaydım ve sikimi selenaya uzattım.  sikimi ağzına aldığı gibi saksoya başladı. “Selenay geliyorum!” deyince ağzından çıkardı ve eliyle 31 çektirmeye başladı. “Hadi hadi!” diyerek hem asılıyor, hemde sikimin başına öpücükler konduruyordu. Sonunda boşaldım. Döllerim yüzüne fışkırmış, ağzı yüzü döl içinde kalmıştı. selenay gülerek, “Enişte yüzüme süt sağmış gibi oldum!” :) dedi. Sonra sikimi yeniden ağzına aldı yalayarak temizledi. selenayın yüzünü çarşafla sildim ve birbirimize sarıldık uyuduk.

Sabah kalktık beraber banyoya duş almaya girdik. Baldıza bir kez de banyoda sabunlu sabunlu götten kaydıktan sonra İstanbula hareket ettik.

25 Şubat 2014 Salı

Karımın Bakire Kız Arkadaşının Kızlığını Ben Bozdum!


BenVedat. 46 yaşındayım. Kumral uzun boylu yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında bembeyaz tenli harika vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de son derece yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir problemumuz yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk arkadaşı Sibelin belirlemei İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok güzel bir kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, son derece sempatik bir ev olmuştu. Eşimle de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça hoş bir kız olduğu halde daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan öneriyorduk. O da, “Buldukta mı evlenmedik?” diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç bakmıyordum. Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve birçok ilişkiyi deniyorduk.


Bir gece eşimle beraber dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin dokunuşundan bile tahrik oluyordu. “Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!” dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını ifade etti. Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi yalnızca arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu atmıştı üzerinden.

Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek talebimi belli etmemiştim. Konuştuk gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum eşimin kızlığını. O da kendi talebiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir atılım daha yaparak tamamını içine aldı. Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı.

Yıllar sonra bunun için yeniden teşekkür etti bana, ancak benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben de, “Nasıl olacak?” dedim. “Ben planlarım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya başladı: “Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz tek tek otele gideceğiz. Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp sevişmeye ikna edeceksin!” dedi. “Tamam!” dedim, ancak Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak güzeluma gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık.

Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi gerekiyormuş. Üzüldüm, ancak tüm plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim. Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne yapalım, bütün kanaatlerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidipdinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telearka planda annesinin hastalandığını ifade ettiğini, geçmiş olsun isteklerini iletti. “Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var beraber yeriz!” dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış, balık yapmış. Yemeğe başladık. “Balık Rakısız olmaz!” dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok hoş geçiyordu...

Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ancak yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de, “Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!” dedim. “Sibeli verir misin?” dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim, “Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!” dedi, gülüştük. Telefonu kapattık. Yemek faslı tamamlanınca Sibel, “Ben sofrayı toplayayım!” dedi. Birlikte topladık. Masayı temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanoldukçae yatırdım. Ayak bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. “Hadi seni yatağına götüreyim!” dedim. Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ancak yine de ağrıdığını ifade etti...

Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. “Tamam, ancak geceliğini giy, taytla olmaz.” dedim. “Tamam.” dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım, döndüğümde kapıyı tıklattım, “Giyindin mi?” dedim. “Evet, gelebilirisin!” dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım, kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ancak memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey getirmedim, zira onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüşbütün. Yatağın kenarına oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu, “Ayağımda birşey yok...” dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, “Sedat abi senle konuşmak istiyorum!” dedi. Şaşırmıştım, “Dinliyorum?” dedim. “Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı dşayet verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da yalnız sen yaparsın, zira sana güveniyorum!” dediğinde daha da şaşırmıştım...

“Bak Sibel... Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum.” dedim. “Hayır... hayır yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu yalnız sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan bir tanesi değilim. Bu işi yalnızca tıbbi bir prosedür olarak yerine getir. Çünkü senden diğer bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!” dedi. Şok olmuştum. Kafam karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum. Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım, ancak Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanoldukçae yanıma oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve bundan netlikle eşime bahsetmememi istedi. Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu...

Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. “Dur, sakin ol, bu probleminu çözelim beraber.” dedim. Işığı yakmadan hoş bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı. İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ancak sonra vazgeçti.Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, “Hiç sik elledin mi?” dedim. Kalbi hızlı hızlı çarpıyordu, “Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı.” dedi.

“Gel o zaman!” dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık kibizim ürkek ceylanı sikmek basit olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu. Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları bedeninde. Derken göbeğine doğru indim, daha fazla kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı. Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş, harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı.

Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu yolla bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını açtığında netlikle boşalamadığını ifade etti. Gözleri kapalıydı. “Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu tanıyacaksın!” dedim. “İmkansız, dokunamam!” dedi. “Dene bir kere!” dedim. El yordamıyla fuları aramaya başladı. “Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!” dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma, kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde son derece oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi, kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, kesinlikle merakı galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikimhiç olmadığı kadar sertleşiyordu...

Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. “Hayır gözlerini açma, istemiyorsan dokunma!” dedim. “Çok büyük, korkuyorum!” dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda bütün eliyle kavradı, geri çekti elini, yeniden kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı. Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti... Artık zor tutuyordum kendimi, ancak ağzına da boşalmak istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden öpmeye başladım tekrar kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu.

Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim. Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle dairelerçizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanısıran tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ancak bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu. Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha fazla dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup menfaatiyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ancak bacaklarını da açmıyordu.

Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi,sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben, kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi. “Ahhhh!” diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına... Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. “Çok hoş emiyorsun, içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!” diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım...

İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık. Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni ifade etti, “Çok hoş emdin beni, ancak içime fışkıran o sıcak şey neydi?” dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, “Artık sen kadınsın!” dedim. Şaşırdı. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, “Ne yani, oldu mu şimdi?” dedi. “Evet... Bak bu kan senin kadınlığa geçişini simgeliyor!” dedim. Öpbütün, kokladım, “Hadi şimdi banyoya gir!” dedim. Kalktı yataktan, müthiş vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı...

Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı. Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama Sibel yoktu. Gecenin saat 3’ü olmuştu. Seslendim. “Salondayım...” dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm. Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının için de bir şampanya şişesi. “Hayrola?” dedim. “Bunu kutlamalıyız!” dedi. “Tamam, giyinip geleyim.” dedim. “Yok... Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!” dedi. “Olmaz!” dedim. “O zaman yalnızca külodunu giy!” dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, “Teşekkür ederim! Beni büyük bir problemdan kurtardın!” dedi.

Ben de, “Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!” dedim. “Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire olmadığımı söylemiştim!” dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir yaşantıları ve çok hoş bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin inlemelerini, Ahhhh ve Offff’larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş. Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış...

Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, “Ohhh, sik hadi, kökle!” diye zevkten ve mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, “Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi yat uyu!” demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış. Üniversiteyi kazandıktan sonra da çoğu erkek arkadaşı olmuş, ancak iş ilerleyince içindeki korku büyümüş. Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu korkusundan kaynaklı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş...

Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp tekrar doldurdu kadehlerimizi. Ayağını tekrar kucağıma uzattı. Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de tekrar taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş yukarı doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden çokmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanoldukçae ykatiyendım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı. Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, Ahhhhh!” döküldü. Komşular duymadıysa iyi... Zıplamaya başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım. Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı.

Kalktık tekrar duşa girdik beraber, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim uyandım, saat 11’i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, “Hayrola?” dedim. “Uyanmalı artık!” dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine, kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye uğrayıp ‘Ertesi Günü’ haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu. Söyledim, “Seni kocana açık göndereceğim, ancak hamile göndermek istemem!” dedim, gülüştük. Dudaklarımdan öperek uğlinkadı.

Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği biçimdeydi artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik, yemek hazırladık, beraber yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, “Hoş geldin!” dedi. Eşim de, “Kız kocama iyi baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?” dedi. Sibel de, “Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine kaymaklı kadayıfta yedirdim!” :) dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ancak mşayetse iş diğerymış... 

Türbanlının Müthiş Götünü iyi Siktim!


Dükkanımın yan sokağında, apartmanın giriş katında genç ve son derece bakımlı bir türbanlı kız yaşıyordu. Dükkan kendime aitti ve o kızı uzunca bir süredir takip ediyordum. Çünkü öylesine hoş ve diri bir vücudu vardı ki, dükkanın önünden her geçtiğinde onu domaltıp bağırta bağırta siktiğimi hayal ederdim ve sikim taş gibi olurdu. Bir gün dükkanıma geldiği zaman, heyecandan elim ayağıma dolaşıyordu, ancak çaktırmamaya çalışıyordum. Adının Hilal olduğunu mahalledeki küçüklıklardan öğrenmiştim. Bilgisayar almıştı ve benden izlemek için film satın almaya gelmişti. Dükkanımda bilgisayar oyun ve film CD’leri satıyor, bunun yanı sıra bilgisayar tamiri yapıyordum. Hilali ilk defa bu kadar yakından görüyordum. Hilal filmleri incelerken, ben de çaktırmadan onu süzüyordum.


Hilal henüz 19-20 yaşlarındaydı. Boyu en az 1.70 vardı ve uzun topuklu ayakkabılarıyla daha da bir uzun gösteriyordu. Kilosuda boyuna göre son derece en uygundi, 50-55 kilo arasında kusursuz bir bombaydı. Saçları kumraldı ve yalnızca türbanının arasından birazı gözüküyordu. Masmavi gözleri, uzun siyah kirpiklerinin arasından gerçekten çok büyük gözüküyorlardı. Kaşları özenle alınmış, ince dik ve köşeliydiler. Dudakları dyetişkin ve çok etliydiler, adeta gel beni öp, etli dudaklarımı ısır diyorlardı. Hafif bir makyajı vardı, teni çok hoş olmasından fazla bir makyaja ihtiyacı yoktu esasen. Gözlerinin altında çok hafif çilleri vardı ve bu ona ayriyeten çekici bir hava kazandırıyordu. Dudaklarına biraz pembemtırak bir ruj ve kirpiklerinin altına da gözlerinin rengiyle uyumlu mavi bir far çekmişti. Parfümünün kokusu başımı döndürüyordu.

Omuzları genişti ve spor yapmış atletler gibi kaslı ve yağsız bir vucudu vardı. Göğüsleri normalden çok daha büyük yuvarlak ve dik duruyorlardı. Bunda, çok ince, yağsız, düz ve içine çekik olan belinin etkisi de büyüktü. Bacakları uzun ve şekilliydiler, geniş ancak çıkık kalçalarıyla beraber çok sert ve şekilli gözüküyorlardı. Uzun bacaklarını ayak bileklerine kadar kapatan, üst tarafı kıçına yapışıp külotunun çizgisini gösteren, alta doğrubollaşan, pileli siyah bir etek giymişti. Üzerinde dar ve göğüslerini sımsıkı saran, çizgili beyaz bir gömlek vardı. Ve içinden gözüken siyah dantelli sutyeni, o büyük ve sert göğüsleri yanlardan sıkıştırmış olduğu için önlerden sanki patlayacakmış gibi butonları zorluyorlardı. Göğüslerinin üzerine doğru tırmanan ve hemen üstünde biten baş örtüsü, büyük memelerini daha da büyük gösteriyordu. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi, sikim çoktan fırlamıştı bile.

Neyse, Hilal alacağı filmi seçti ve parasını ödeyip gitti. Daha sonraları, çok sık olmasa da dükkanıma arada bir gelip, bazı durumlarda film, bazı durumlardade oyun CD’si almayı sürdürdü. Ben de her geldiği zaman yeni film ve oyunları ona gösterip, espri yaparak hem onu güldürüp hemde samimi olmaya çalışıyordum. Bunda azda olsa etkin olmuştum. Bir gün suratı asık ve morali çok sorunlu bir biçimde geldi ve konusu ayrılık olan bir film aldı. Herhalde sevgilisinden ayrıldı, bu kız nasıl bırakılır diye düşünüp, yine onu binbir çeşit pozisyonda siktiğimin fantazisini kurarken, “Moralim çok sorunlu, evimize hırsız girmiş!” demez mi. “Evde yalnızım, korkudan bana uyku yok, şimdi de film alıp sabaha oturup hırsızı bekleyeceğim!” dedi ve gitti. Gece saat 22:00’ye geliyordu, dükkanı kapatmaya hazırlanıyordum ki, Hilal elinde film CD’siyle gelip, filmin çalışmadığını ifade etti. Hemen dükkandaki bilgisayara taktım ve denedim. Bir sorun yoktu. CD’yi alıp geri gitti. Ben de hemencecik niye gitti, keşke biraz daha kalsaydı da, konuşup o büyük memeleri, dyetişkin köfte dudakları biraz daha yakından görebileydim diye kendi kendime sitem ederken, tak bir daha çıkıp gelmez mi!

CD’nin yine çalışmadığını ifade etti. Ben de bilgisayarında bir sorun olabileceğini ifade ettim. “Gelip bakabilirmisin?” dedi. “Ben de esasen kapatıyordum, beklersen hemen gelip bakarım!” dedim. Ve kısa sürede dükkanı kapatıp, beraber evine doğru yürümeye başladık. Heyecandan içim kıpır kıpırdı. Böyle bir fırsat bir daha elime geçmezdi. Kendi kendime, Tamam oğlum... bu fırsatı kaçırma, sonuna kadar git, ne olursa olsun.dedim. Zaten evde de tek başına olduğunu söylemişti ve şimdi de beni evine davet etmişti, demek ki o da bir şeyler düşünüyordu, veya benim kalbim çok fesattı ve ben kendi kendime öyle gaz veriyordum. Neyse evine girdik. Acelem varmış gibi hemen bilgisayarın başına geçtim. Bilgisayar yatak odasında kuruluydu. Derli toplu temiz bir evi vardı ve de tek kişilik hoş bir yatağı. Onu o yatağa atıp sabaha kadar sikmek ne hoş olurdu diye iç geçirdim kendi kendime. Ben bilgisayarı kurcalarken, “Birşey içermisin?” diye sordu. Ben de, “Soğuk suyun varsa içerim.” dedim.

Sahenku getirmek için gittiğinde, çaktırmadan bilgisayarında neler var, veya MSN adresini bulabilirmiyim diye kurcalarken, bir de ne göreyim? Bizim türbanlı Hilal bilgisayarına bir sürü pornofilm kaydetmiş. Tam isabet!dedim, bu kız oldukça azgın oğlum, sen ne yap et bu gece bu kızı sik bir hoş, sakın elinden kaçırma! dedim. Neyse Hilal sahenku getirip yanımdaki boş sandalyeye oturdu. İlk defa onu bu kadar yakından hissedebiliyordum. Sikim kazık gibi olmuştu. Sandalyedeki dimdik oturuşu, göğüslerini dışarıya şişirişi, sert ve diri kalçalarını geriye atışı beni çıldırtmıştı. Benim iskemle kısa kaldığından başım göğüslerinin hizasına geliyordu nerdeyse. Kafamı çevirmemle gömleğinin iki butonsi arasında aralanan kısımdan içinin göründüğünü fark ettim. Zaten son derece büyük ve sert olan göğüslerini dar siyah dantelli bir sütyenle yandan sıkıştırınca, sutyeninden dışarı taşmış göğüsünün ucu nerdeyse fırlayacak gibi olmuş, hatta kahverengi başları siyah sutyeninin dantellerinin arasından nerdeyse hafifçe çıkmıştı.

Kendimi zorda olsa işime verdim ve bilgisayarını revizyonyi başarmıştım. “Tamam, oldu, çalışıyor!” dedim. Bilgisayara eğilip bakıp kontrol etti. Ben de o eğildiğinde çaktırmadan o dyetişkin memelerine bakıyordum. “Evet çalışyor!” deyip çok teşekkür etti ve borcunun nekadar olduğunu sordu. “Rica ederim, ne borcu? Sahenku verdin ya! Biraz da oturup o deniz mavisi gözlerindeki yıldızlar kadar parlak ışıltılara bakayım, bana yeter!” dedim. Hilal kıpkırmızı olmuştu, “Teşekkür ederim...” dedi kısık bir sesle. Belli ki çok güzeluna gitmişti bu yaptığım kompliman. Ağzım böyle durumlarda iyi laf yapar, elektriği yakalamıştım, devam et dedim kendi kendime. “O kadar hoş ve tatlısın ki, bazı geceler gökyüzündeki yıldızları seyrederken aklıma onlar kadar parlak gözlerin geliyor!” dedim. Utandı, “Böyle şeyler söyleme bana, ben çok etkilenirim!” dedi. Ben de tüm cesaretimi toplayıp, “Seni ilk gördüğüm günden beri hayal ediyorum!” dedim. Ne hayal ettiğimi soracağını bildiğim için böyle tuzak bir cümle kullanmıştım. Hemen oltaya geldi saf Hilal ve sordu. “Sana yakın olmayı, tenine dokunmayı, kokunu içime çekmeyi, sana sımsıkı sarılıp, o tatlı dudaklarını doyasıya öpmeyi!” diye söyleyiverdim kısa sürede. Artık reaksiyonsini bekliyordum. Ya, ‘Sen beni diğer kızlarla karıştırdın!’ deyip tersleyecekti, veya, ‘Eee?’ diyecekti. ‘Eee?’ derse bu iş tamamdı, o da beni istiyor anlamına gelecekti ve artık gerisi bana kalıyordu...

Kızarak, “Daha diğer neler hayal ediyorsun?” dedi. Gözlerime bakamıyordu. “Tamam, sana hayal ettiklerimin hepsini göstereceğim!” dedim. Artık beklediğim an gelmişti, istediğim gibi yiyebilecek, belki de sikebilecektim Hilali. Ama nerden başlayacağıma karar veremiyordum. Hemen göğüslerine atlasam korkabilirdi. Bütün cesaretimle, yüzüne hiç bakmadan, yavaşça eteğinin üzerinden baldırlarını okşamaya başladım. Öylece oturuyor ve bana boş boş bakıyor, hiç reaksiyon vermiyordu. Dar eteğinin üstünden uzun bacaklarının üst kısımlarını biraz okşayıp yavaşça aşağı doğru kaymaya başladım. Eteğinin yukarıya kaldırıp altına elimi soktum ve tam dizinin altını tuttum. Bir an irkildi. Sonra ilk kez dokunulduğuna emin olduğum, hayallerimde canlandırdığım bacaklarını okşamaya başladım. Nefesinin hızlandığını fark ettim. Eteğini yukarıya doğru çektim ve o sütun gibi uzun hafif bronz pürüzsüz bacaklara doğru eğilip baldırlarını öpmeye başladım. Sonra da dizlerimin üstüne çöküp eteğini daha da yukarıya kaldırdım ve küloduna kadar yukarıya ittim ve resmen bacaklarının üstüne saldırdım. O kadar kuvvetlice emdim ki baldırlarının amına yakın iç kısımlarını, bir an Hilal yerinden zıpladı, nefes nefese kalmıştı.

Hemencecik kalkıp, o etli dyetişkin dudaklarına yapışıp emmeye başladım. Bir yandan alt dudağını hafifçe ısırıp, diğer yandanda dilimi o minik ağzından içeri sokarak diline değdirip onu azdırmaya çalışıyordum. Elimi de külodunun yukarıyasından içine sokup, o minicik kılsız amcığını okşayıp parmaklamaya çalışıyordum. Tekrar aşağıya indim. Amı mis gibi kokmaya başlamıştı ve çılgınlar gibi yalamak istiyordum amını. Bacaklarını açmak istedim, ancak izin vermedi. Ben de sıkı sıkıya kapattığı bacaklarının tam üstüne gittim ellerimle baldırlarından tutup iki yana ayırdım. Herhalde biraz korkmuştu ki, sandalyede öylece oturuyordu. Dantelli külodunun yanlarından amına doğru dilimi uzatıyordum ve amına değemedikçe daha da çıldırıyordum. Dantelli külodunun üstünden o kadar çok dilledim ki o minicik amcığını, en sonunda bacakları gevşedi ve açıldı. Ben de başımı iki bacağının arasına soktum. Kalçalarına ellerimi arkadan yapışıtırıp doladım ki kaçmaya çalışmasın diye. O mis gibi kokan minicik siyah dantelli külodunu dişlerimle tutup yana çektim ve minicik kılsız amının üstünde yavaşça dilimi gezdirmeye başladım. Hafifçe dilimi kılsız daracık amında gezdiriyor, bazı durumlarda klitorisini öpüyor, bazı durumlardade amının dudaklarını ağzıma alıp emiyordum.

Çok geçmeden derin bir, “Ohhh!” çekti. İyice havasını bulmuştu, “Yeter artık!” dedi. Ama ben oralı olmadım tabi, bacaklarını omuzumdan yukarıya atıp külodunu iyice kenara çektim ve o bal gibi tatlı minik kılsız amını daha bir iştahla yalamaya başladım. Sandalyede duramaz olmuştu, nerdeyse boşalacaktı. Hemen ayağa kalktım, istekyla gözlerimin içine bakıyordu ve nerdeyse bayılacak gibiydi. Kalınlaşmış yarrağımı çıkardım ve eline verdim. Sonra ağzına doğru götürdüm. Yüzüme baktı, ancak ben çoktan ağzına sokmuştum yarrağımı. Yarrağımın başını biraz ısırınca, yrrağımı çekip, dişlerini sürtmemesini, emmesini ifade ettim. Sonra yeniden diliyle dudakları arasına sıkıştırdım ve ağzına gidip gelmeye başladım. Bir elini tutup taşaklarıma götürdüm, taşaklarımı avuçladı. Çok azmıştım, hemen iki elimle kafasının arkasından tutup iyice sikime doğru bastırdım. Nefes alamıyordu. Sonra yavaşça ellerimi gevşettim ve ağzını am siker gibi sikmeye başladım. Sonradan onun da güzeluna gitmişti, sikimi içine çekip emiyor, ağzının içindeyken çokıca tutuyor, dudaklarını daraltıyor, diliyle ucunu yalayıp, kafasını ileri geri ittirip sikimi dibine kadar ağzının içine sokup beni çıldırtıyordu. Ağzından çıkarttığında tükürükler sikimin tepesinden gömleğinin göğüs kısmına damlıyor, gömleği ıslatıp o diri göğüslerin daha da çok belirginleşmesini sağlıyordu.

Türbanının iki ucunu göğüslerinin üstünden yukarıya çektim ki göğüslerini daha rahat görebileyim. Sikim ağzındayken gömleğinin butonlarıni açtım ve büyük göğüslerini seyretmeye başladım. Sonra da damarlı ve koca yarrağımı o siyah dantelli sexy sütyeninin altından iki göğsünün ortasına sokup büyük göğüslerini de yandan ellerimle sıkıştırıp, dyetişkin ve sert silikonlu gibi duran göğüslerinin arasına sikimi yavaşça gömdüm ve sürttürmeye başladım. Şimdi de göğüslerini sikiyordum. Hilalin büyük, sıkıştırılmış ve sert göğüslerinin arasında sikimi git gel yaptırtmak müthiş bir duyguydu, tarif edilemeyecek kadar çok zevk alıyordum. Şimdi iki elimle de türbanını kafasının arkasından sıkıca tutarak başını sikime doğru bastırarak git gel yaptırıyordum. Adeta göğüslerinin arasından hem memelerini hem ağzını sikiyordum. Minik ağzına, o etli ve kalın dudaklarının arasına sikimin kafasını sokup sokup çıkartıyordum. O da yarrağımın zevkten mosmor olmuş kalın tepesini minik ağzının içine sokup emiyor, içine çekiyor sonra çıkartıp dilinin ucunu üstünde gezdiriyor dilinle damarları takip ediyor ve tükürükleyip yeniden o etli mosmor dudaklarının arasından minik ağzının içine sokup emiyordu.

Hilal de müthiş azmıştı. Amının vıcık vıcık olduğunu hayal ediyordum. O sulu amcığa sokup sokup çıkarmak ne zevkli olurdu. Ama onun o hoş götünü sikmek, deliğini yalayıp emmek, daha fazla istek uyandırıyordu içimde. Daha sonra kucağıma aldım ve dantelli sütyeninin üzerinden göğüslerini ısırmaya başladım. Siyah dantelli sutyeninin dantelleri arasından şişkin göğüslerinin uçlarını ağzımın içine alıyor, emiyor, içime çekiyor ve dişlerimin arasına alıp eziyordum. Çok sert ve yuvarlaktılar. İki büyük, hafif bronz ve uçları kahverengi, üzüm büyüklüğünde uçları olan göğüslerini yavaşça avuçladım. Ellerimin içinde gittikçe sertleştiğini hissediyordum. Sonra sutyenini aşağıya indirdim ve yeniden o taş gibi dimdik, birbirine yakın duran yuvarlak ve diri göğüslerini uçlarını ağzıma alıp emmeye başladım. Hilalin yüzüne baktım, “Yeter! Gerçekten bayılacam, hayatta böyle bir şey ilk kez başıma geliyor!” dedi.

Ben de artık daha çok dayanamayıp, hayallerini kurduğum o görkemli kıçı dağıtmak için, ayağa kaldırdım ve yatağa götürdüm Hilali. Ellerinin ve dizlerinin üstünde domalttım. Elimle o ipincecik belinden aşağı doğrubastırarak, o yusyuvarlak büyük sert ve diri kalçalarını dışarı çıkarmasını sağladım. Birden panik yaptı ve eliyle amını tutarak, “Bakireyim, olmaz!” dedi. Ben ise yalnızca o hoş götünü ona büyük bir zevk vererek sikeceğimi ifade ettim. Nedense buna itiraz etmedi, “Tamam, ancak acıtmadan yap, ilk olacak...!” dedi. Artık o da had safhada azmıştı ve yarrağımın tadını öğrenmek istiyordu. Hilalin kafasını elimle bastırıp yatağa gömdüm, dyetişkin ve diri kalçalarını yukarıya doğru kaldırdım. Dar ve uzun eteğini sırtına doğru topladım. O hoş götünün tüm hoşliği yuvarlak hatlarıyla karşımdaydı şimdi. İri ancak sert ve kaslı götü belli ki hiç ellenmemiş ve sikilmemişti. Dantelli siyah minik daracık külodunu kalçalarından aşağı bacaklarına doğru çektim. Offf!! Bu hoş götü hemen sikmemek için kendimle mücadele ediyordum.

“Lütfen dikkat et, kızlığıma zarar gelmesin...” dedi. Bir elimi amına gdolayıp yavaşça okşarken, domalmış götün durdurduğum pozisyonundan kaynaklı iyice açılmış olan dar göt deliğine doğru ağzımı yaklaştırdım. Gerçekten çok temizdi, ne amında ne götünde hiç kıl yoktu ve çok pürüzsüzdü. Çokta hoş, kendisine has çekici bir kokusu vardı amının ve götünün. Belki de amının salgıladığı zevk suyundan geliyordu o sikimi şahlandıran hoş aRomatik koku. Ağzımı o minik daracık hiç açılmamış amcığına doğru gdolayıp yalamaya başladım. Hoşuna gitmişti, kıpırdanmaya, kalçalarını oynatmaya başladı ve derin bir, “Ohhhh!” sesi yükseldi o etli dudaklarının arasından. “Daha çok yala, daha derine sok dilini! İçimi em, dilini sok içime, hızlı hızlı dilinle sik beni erkeğim!” diye komut verdi bana. Ben de amının içini emiyor, akan zevk suyunu içiyor, dilimi daha da derine sokup sokup çıkartıp onu zevkten delirtmeye çalışıyordum. Çok feci inlemeye başlamıştı, “Ahh... Ohhh... Sik beni!” diyordu durmadan, müthiş azmıştı Hilal.

Şimdi sol elimimin işaret parmağını amının suyuna bandırıp yavaşça o sert kaslı götünün deliğinin üstünde gezdiriyor, adeta içine girmeye çalışan bir matkap gibi sokmaya çalışıyordum. Ama götünün deliği çok dardı, belli ki hiç yarrak ve parmak girmemişti. Parmağımı biraz daha amının suyuyla ıslattıktan sonra sert bir biçimde taş gibi kalçalarının arasındaki minik göt deliğine sokmaya başladım. Parmağımı kurt gibi ilerletiyor, bazı durumlardade içinde döndürerek yavaşça sokmaya çalışıyordum daracık deliğinin içine. “Acıyor! Çıkart! Ahhh!” diye bağırıp elimi dışarı doğru itmeye, kıçını sallamaya başladı. Parmağımı götünün içinde hareketsiz bırakıp, Hemen amına ağzımla öyle bir yapışıp emmeye başladım ki, acı çığlıkları zevk inlemelerine dönüşmüştü. Şimdi parmağımı içinde oynatıyor, yavaşça sokup sokup çıkartıyordum. Hilalin götü parmağıma alışmıştı ve onun da güzeluna gitmeye başlamıştı ki, kalçalarını sağa sola döndürüp, parmağımı iyice içine almaya çalışıyordu. “Göbütünü sik artık! Hazırım, dağıt göbütünü! Yarrağını sok dibine kadar!” diye inlemeye başladı.

Yarrağım taş gibi olmuştu, hiç bu kadar kalın ve sert olduğunu görmemiştim. Tepesi kan basıncında mosmor olmuştu ve her tarafından damarlar fışkırıyordu. Hilalin götüne girince çıkacak çığlığı hayal etmeye başladım. Şimdi parmağımı götünün minik deliğinden çıkartıp, kalçalarını öpüp, götünün deliğini yalayıp emmeye başladım. Ve göt yalamayı hiç bu kadar istememiştim. Şimdi orta ve işaret parmaklarımı o minik amının suyuna bandırıp yavaşça götünün deliğinden içeriye doğru kaydırdım. Yüz ifadesinden abladığım kadarıyla birazacıtmıştım. Hemen amını ve götünü daha bir iştahla yalayıp emmeye başladım. Sonra parmaklarımı yavaşça götüne sokup çıkartıyordum. Önce yavaşça, daha sonra alışınca hızlı hızlı sokup çıkartmaya başladım. O hoş dar göt deliği iki parmağıma da alışmıştı artık. Hızlı hızlı ve ritmli bir biçimde Hilalin götüne parmaklarımı sokuyor, çıkartıyor, içinde döndürüyor, kuruyunca da yeniden amının suyunu parmaklarımı bandırıp götüne sokup, ıslak tutarak tahriş olmasını engelliyor, acı çekmesini azaltıyor ve daha fazla zevk almasını sağlıyordum. Parmaklarımla Hilalin o hoş götünü adeta sikiyordum.

Kafayı yiyebilirdim, yatakta iç çamaşırıyla dizlerinin üstünde domalmış eteği ve türbanı çıkartılmadan kafası yatağa gömülmüş, manken gibi bir afet ve ben onun arkasına geçmişim, amını yalarken domaltmış götünü de parmaklarımla sokup sikiyorum. Daha fazla dayanamadım ve dizlerimin üstünde doğrulup arkasına geçtim, önce kalın ve damarlı yarrağımı bir müddet alttan amına sürterek daha fazla zevk almasını sağladım ve sikimin amının o hoş kokulu suyuyla ıslanmasını sağladım, sonra da taş gibi olmuş semsert yarrağımı götünün minicik mor deliğine dayadım, beline doğru hafifçe bastırıp kalçalarını iyice dışa vermesini sağladım, kalçalarından tutup yavaşça kaslı götünün içine doğru yarrağımın tepesini ittirdim. Biraz zorladım, ancak götünün bakire dar deliği izin vermedi. Sonra iki elimle kalçalarını iyice kavradım, götünün yanaklarını iki yana doğru çekip iyice açtım götünü ve o görkemli minicik deliğini ortaya çıkarttım. Hiç bu kadar hoş manzara görmemiştim. Kuvvetlice içine bastım sikimi...

Yarrağımın içine girmesiyle bağırması bir oldu, “Canım çok yandı! Ahhh! Çıkart, istemiyorumm!” diye. Alışması, acısının hafiflemesi için, önce kalın yarrağımı dar deliğinin içinde bir müddet hareketsiz tuttum, daha sonra yavaşça sikimi götüne sokup çıkarmaya, pompalamaya başladım. Damarlı kalın yarrağım içinde yavaşça gidip geliyor, götünü yarıyor, adeta parçalıyordu. Acısından elleriyle yorganı sıkıyor, dişleriyle de çarşafı almış ağzına ısırıyordu, o hoş mavi gözlerinden hafifçe yaşlar gelmeye başlamıştı hoş Hilalimin. Acısını azaltmak için hemen amını okşayıp, parmaklarımı amcığının içine doğru soktum. Ama fazla sokmadım, yoksa kızlığınıbozabilirdim. O pembe ufak amını parmaklarımla hafifça okşarken, yavaşça da yarrağımı o dar göt deliğine sokup sokup çıkartmaya başladım. Amacım amından çıkan zevk dalgasının götündeki baskıyı ve acıyı azaltmasıydı. Bir müddet sonra kendini gevşetti ve geriye doğru ittirmeye başladı. İşte şimdi tam kıvama gelmişti. Artık bu sert kalçaları rahatlıkla sikecek, götünün deliğine istediğim kadar hızlı sokup, dibine kadar abanabilecektim.

“Ohh! Sik göbütünü erkeğim! Artık ordan hiç çıkma!” diye inledi. Zevk almaya başlamıştı, sanki götü sikimi emiyor, kocaman yarrağımı içinde kaybediyordu. Hilalin götünü hayvanlar gibi sikiyordum, kudurmuş köpekler gibi ellerimle kalçalarını iki yana çekip iyicene gerdiğim o hoş diri götünün minik ve dar deliğinesikimi hızlı hızlı sokup çıkartıyordum. Hızlı hızlı sokup çıkarmaktan, götünü yarmaktan ter içinde kalmıştım. O kadar tatlı, sıcak ve daracıktı ki götünün içi, sanki alev alev yanıyordu. Sıcaklığı yarrağımı öyle bir şehvetlendirmişti ki, götünün en derinine doğru girip çıkmaktan kendine hafif kaygan bir yol yapmıştı artık. Götünün sikilmesinden aldığı zevkle o tatlı amından damlayan zevk sularını parmaklarıma sürdükten sonra bir elimle türbanını saçlarıyla tutup geriye çektim ve diğer elimi de amının suyuna bandırmış olduğum işaret parmağımı o hoş dyetişkin ve etli dudaklarının arasından ağzının içine sokup emdirttim. Belli ki çok güzeluna gitmişti, kafasını türbanının yanlarından fırlamış uzun saçlarını savurup, dilini dışarı çıkartıp parmaklarımı yalayıp emmeye çalışıyordu. “Sik göbütünü! Dağıt, parçala, dibine kadar sok erkeğim!” diye zevk çığlıkları attıkça beni daha da kudurtuyordu...

Artık götüne öyle çabucak girip çıkıyordum ki sikimin götüne giriş çıkışını takip edemiyordum. Offff! Türbanlı götü sikmek görkemlidi. Götünün içi daracıktı ve olağanüstü sıcaktı. Götünün deliği sikimin her tarafını sıkmıştı. Çok dar olduğu için girip çıkarken de o kadar çok zevk veriyordu ki, neredeyse kendimden geçecektim. Ensesinden ellerimle tutup iyice kendime doğru çektim ve sikimi götünün içine tamamıyla yerleştirdim. Ellerimi o diri ve büyük göğüsleri çevreleyen siyah dantelli sutyene yapıştırdım ve o sert göğüsleri avuçlarımın arasında hoyratça sutyeninini üstünden okşayıp sıkmaya başladım. Dantelli sutyenini aşağı çekip göğüslerini avuçlayıp, zevkten şişmiş uçlarını parmaklarımın arasında ezip sıkmaya başladım. “Ahhh! Parçala göğüslerimi erkeğimmm!” diye inledi. Hilal öyle çok zevk alıyordu ki, ter içinde kalmıştı ve artık zevkten yalnızca anlamsız böğürtüler çıkartıyordu.

Artık o hoş götünün dar deliğini iyice açmıştım ve tüm vucüdumun ağırlığınıda kullanarak sikimi dibine kadar köklüyordum. Hilalin adeta takatı kalmamış, kalçalarını havada tutacak gücü kesilmişti. Ben ise matkap gibi götünü deliyor, sikimi kah hızlı hızlı, kah yavaş, ancak tüm gücümle götünü dövüyor, bir daha sikecek fırsatım olmaz diye mümkün olduğunca kendimi tutup, götünü şikişimi uzatmaya çalışıyordum. Domalmış götünü iyice yatağa yapıştırmıştı, açımız bozulmuştu, ancak yarrağım götüne yol yaptığı için deliğe matkap gibi girip çıkıyordu. Hilalin titreyerek, acayip sesler çıkartarak boşaldığını hissettim. Hilali götten orgazm etmiştim. Artık gücü kalmamıştı, götünü tamamıyla dağıtmıştım. O ne görkemli bir göttü. Kalçalarını tamamıyla aşağı indirmiş, yatakta yarı baygın bir biçimde yatıyordu...

Sikimi götünden yavaşça çıkarttım ve Hilali yatakta doksan derece yan çevirdim, bacaklarını karnına doğruittirip, götünün deliğinin tamamıyla dışarıya çıkmasını sağladım. Ben de götünün deliğinin yanısıra dizlerimin üstüne çömelip yatağa oturdum ve bacaklarımı aralayıp onun götünün deliğini sikime doğru çektim. Açılmış götüne sokmadan önce biraz amının suyunun üstünde kaydırdım ve amının o hoş suyuyla tamamıyla kaplanmış olan yarrağımı götüne kısa sürede geçirdim. “Offf! Acıdı!” diye kısık bir çığlık attı. Bu pozisyonda da yarrağımın tamamı taşşaklarıma kadar girmişti. Götünün en derinlerinde sikimin baskısını, içindeki yarrağımın kıvranışını hissediyordu artık Hilal. O semsert kalçalarının arasındaki mor deliğine her soktuğumda kısık çığlıklar atıyordu. Şimdi göğüslerine ve yüzüne daha yakındım. Semsert memeleri, ben götünü vurdukça, sokup çıkardıkça, dövdükçe, hopluyor zıplıyor, kendi çevrelerinde tur atıyorlardı. Şak şuk giriş sesleri beni ve onu çıldırtıyordu.

Koca göğüslerini ellerimle tutup kendime doğru çektim, kafamı yaklaştırıp uçlarını yalamaya başladım. Uçlarını dişlerimle öyle bir sıkıp ısırmışım ki, uçları mosmor şişmeye başladılar hemen. Artık benim de takatim kalmamıştı, ancak bu hoş götü bırakmakta istemiyordum. Bundan kaynaklı öyle çok giriş çıkış yapıyordum kigötüne, deliğinin etrafı kızarmaya başlamıştı. Ama ikimizin de umurunda değildi. Zevkten kendimizden geçmiş vaziyette Hilali altımda götünden sikerek inletiyordum. Arada sırada da sikimi götünün en dibine kadar abanıp sokuyor, bir müddet hareketsiz bıraktıktan sonra, içindeyken kalçalarım sayesinde sikime daireler çizdirip yarrağımı götünün en ulaşılmaz yerlerine doğru döndürüyordum. Bu onu çıldırtıyordu. Saçlarını sağa sola savurup, dişlerini çarşafa geçirip, kendini geriye doğru ittirip, sikimin en dibini taşşaklarıma kadar içine almaya çalışıyordu...

Daha fazla dayanamadım ve sıcacık götünün en derininde patladım. Spermlerim şelale gibi fışkırıyordu içinde. Öyle hızlı pompalıyordum ki döllerimi içine, sıcak spermlerimi içine fışkırtırken kasılarak daha da hayvanca abanıyor, adeta yırtıyordum dar deliğini. O minicik göt deliğinin içine sanki sikimin hepsini sığdırıp götünü parçalamak istiyordum. Zevkten kendimden geçmiştim. Hilal de titreyerek boşalıverdi ikinci defa. Zevkten ve boşalmaktan ter içinde kalmış, ıslak bedeni çok sexy bir biçimde parlıyordu. Terden yapış yapış olmuştuk. Hilal kendinden geçmiş, yatakta kasılıp hafifçe inliyordu hoş götlüm. Oluk oluk akıyordu döllerim götünün içine. Beyaz spermlerim yavaşça götünün artık kıpkırmızı olmuş minik deliğinden hafifçe sızmaya başlamışlardı...

Hemen hala dimdik olan yarrağımı götünden çıkarttım ve birazda ağzına verip, tüm döllerimi yalattım ona. Hilal şehvetle hepsini yalamış, yarrağımı ağzına alıp içinde kalan ne varsa emip yutmuştu. Daha yokmu, daha daha istiyorum dercesine sikimi emip kasfasını somuruyordu. Hala sert olan yarrağımı iyice yalayıp temizledikten sonra kendimizi yatağın üzerine bıraktık ve öylece hiç konuşmadan bir müddet yattık. Bu ne görkemli, ne azgın bir kızdı yaa! Sessizliği telefonun zili bozdu, annesi merak edip aramış. O gece dinlene dinlene, Hilalin hoş götünü sabaha kadar, taşşaklarımda döl kalmayana kadar siktim. Kaç kere boşaldığımızı bilmiyorum, ancak sabah sikimin her tarafı zonkluyordu. Gün aydınlandığında artık giyinip telefon numarasını aldım ve oradan ayrıldım. Ne müthiş bir geceydi ama! Artık Hilalin o hoş götünü her fırsatta sikiyorum, parçalıyorum, dağıtıyorum. O da bundan çok memnun, bende...

Karımı Alttaki Komşumla Birlikte Sikişimiz!


Selam, ben ahmet. 30 yaşındayım, karım 28 yaşında, 1.60 boyunda, 53 kiloda, esmer ve tatlı bir kadın. 5 yıllık evliyim, mutlu bir birlikteliğimiz var, sex hayatımız da çok hoş. Yazları karım babası gile köye giderdi, o zaman internette porno sitelerine girerdim. Zamanla seks hikayelerini keşfettim, okuyunca heyecan duyuyordum. Özellikle ensest hikayeleri zevkle okuyordum, zira bir yeğenim vardı (ablamın kızı) ve çok güzeluma gidiyordu, içimde herzaman onunla sevişme talebi olurdu. Ablamlarda kaldığım gecelerde, yeğenim uyurken fırsatını bulduğumda yalnızca amcığını okşardım. İşte bu hikayeleri okumaya başlayınca bircok kimsenin bu ensest ilişkileri yasadığını ve yaşamak istediğini anladım. O yüzden ablamın kızını bu hikayeleri okurken daha fazla hayal etmeye başladım, ancak elime birşey geçmiyordu...


Diğer hikayeleri de okumaya başladım, derken evli çift hikayeleri ilgimi çekmeye başladı. Yeni fantazilerim, ilk sırada arkadaşlarımın karılarını siktiğimi hayal etmekle başladı. Önceleri karımı başkasıyle sikişirken düşünmek güzeluma gitmiyordu. Bundan 2 sene önce, galiba okuduğum bu evli çift hikayelerinin etkisinden olsa gerek, birkaç kez karımı rüyamda birileriyle sikişirken görmeye başladım. Karımla sikişirken rüyalarım aklıma gelmeye başladı ve gerçekten diğer sevişmelerimden daha fazla zevk alıyordum. Bunları karıma anlatsam eminim beni boşardı. Bazen sevişirken şakaya getirip, “Beni köyde aldatmadın değil mi?” :) falan gibilerinden laflar söylüyordum. Kadınları bilirsiniz, hepsi de az orospu değildirler, sırf sana zıtlık olsun diye, seni kıskandırmak için, hemen, “Evet aldattım!” :) derler. Karım da aynen öyle, “Evet aldattım!” :) dedi. “Kimle? Nasıl?” :) diye şakayı devam ettirdim. Tabi karım da şakayla anlatırdı, “Yok şu şekilde yaptım, yok böyle yaptım, yok şu şekilde sikti, yok böyle sikti...” :) diye.

Artık karımla sevişmelerimiz böyle devam ediyordu. Artık karıma diğer bir erkeğin dokunmasını, okşamasını ve sikmesini istiyordum. Ama bunu nasıl yapacaktım? Artık aklımda hep bu vardı, kimle ve nasıl olabilir? diye düşünürken, aklıma alt katımızda oturan arkadaşım Hüseyin geldi. Evet, evet karımı Hüseyine sunmalıydım. Zaten Hüseyinin bakışları hep karımın üzerinde olurdu, ben de birşey yapmayacağını bildiğimden pek aldırış etmezdim. Ama karım da bir o kadar nefret ederdi Hüseyinden. Planım Hüseyine içirip, bu tür hikayeleri okutup azdırmak ve üstü kapalı karımı ona sunmaktı. Geçen senenin yazına giriyorduk, karım yine köye gidecekti. Karıma, “Köye gidince seni çok özlüyorum, gel birkaç resmini çekeyim, bakıp hasret gideririm!” dedim. Amaç karımın çıplak fotolarını çekip Hüseyine göstermekti. Tabiki öyle de oldu, karımın yüzlerce resmini çektim, çoğu sexy iç çamaşırları ve çırılçıplak, her pozisyonda çektim. Harika görünüyordu esmer pürüzsüz teni. Karım, ateşli bir sikişmenin sonrasında köye gitti ve heyecanla beklediğim zaman gelmişti.

Bir gece Hüseyini bize davet ettim, oldukça Bira ve Viski aldım. Oturup içmeye başladık. Ben ağırdan içiyorken, Hüseyine içirtip kafayı buldurdum. Sonra da internetten bu hikayeleri açtım okuduk. Sargüzel numarası yapıp abuk subuk konuşmaya başladım, “Lan oğlum acaip azdım, hazır benim avrat yokken, orospulara götür beni, canım am sikmek istiyor!” falan dedim. Hüseyin de, “Oğlum manyakmısın, bu kafayla olmaz, diğer zaman gideriz!” dedi. Ben bunun üzerine, “Götürmüyorsan götürme lan yavşak, ben de karımın görsellerine bakıp boşalırım!” deyince afalladı. Baktım numarayı yiyor, yanısıra karımın görsellerini açtım. Hüseyin de karımın görsellerine baktıkça kalkmış sikini okşuyordu. Karıma övgüler yağdırıyordu, “Karın harikaymış!” diye. Fırsat bu deyip direk Hüseyine, “Karımı sikmek istermisin?” deyince şok oldu, “Dalga mı geçiyon oğlum, kafan iyi ne dediğini bilmiyorsun!” dedi. Ben de, “Yoo gayet ciddiyim, karımın görsellerine bakıp sikini okşadığını farketmedim mi sanıyorsun? Karımı sikmeni istiyorum!” dedim. Hüseyin baktı ki çok ciddiyim, “Ama nasıl olur, karın izin verecek mi ki?” deyince, “Sen işin o kısmını bana bırak, senin sikini kendi ellerimle sokacam karımın amına! Bu işi uyku hapıyla halledeceğim!” dedim.

Artık istediğim olacaktı. Ertesi gün karımı arayıp, hasta olduğumu, gelmesini ifade ettim. Köyden apar topar geldi. Ben tabii hasta numarası yaptım bir iki gün. Karıma çaktırmadan Hüseyini arayıp, “Oğlum bu gece bizdesin, ona göre!” dedim. Akşam yemeğinden sonra karıma, “Aşkım ter kokuyor gibisin, sen bir duş al, ben de kahve yapayım, içeriz!” dedim. Karım ter kokusundan nefret ederdi, “Tamam!” deyip banyoya gitti. Karım köyden gelmeden aldığım çok etkili uyku hapından 2 tane kahvesine attım. Karım banyodan çıktı, kahvelerimizi içtik, yarım saat geçmeden esnemeye başladı ve çok geçmeden de uyudu. Karımı kucaklayıp yatağa götürdüm ve Hüseyini aradım. Yavşak hemen geldi ve “Tamam mı?” dedi. Ama ikimiz de heyecandan ölecektik. “Tamam, uyuyor!” deyip yatak odasına gittik, karım bütün masumluğuyla uyuyordu. Karımı birlikte soymaya başladık, kalbimiz ve siklerimiz yerlerinden fırlayacak gibiydi. Karımı tamamıyla soyduktan sonra biz de soyunduk...

Hüseyin yavaşça karımın yanına uzandı ve bana bir itirafta bulundu, “Karını düşünerek hep 31 çekerdim amına koyum, şimdi gerçekten benim olacak!” diyerek karımın dudaklarına yapıştı. Yavaşça memelerini okşayıp emmeye başladı. Karımın heryerini öpüp yalıyordu. Ben de heyecanla kendi sikimi okşuyordum. Hüseyin karımın göbeğini yalayıp aşağıya indiğinde, kendi ellerimle karımın bacaklarını açıp amcığını emmesi için yardım ediyordum. Hüseyin de öyle bir emiyordu ki, karım uykusunda olmasına rağmen resmen inliyordu. Hüseyin karımın amcığını emerken, ben de Hüseyinin sikini okşayıp hazırlıyordum. Elimle Hüseyinin sikini karımın amdeliğine denk getirip itmesini ifade ettim. Hüseyin yavaşça karımın amına kökledi ve gidip gelmeye başladı. Karımı öyle hoş ve kibar sikiyordu ki, karımın zarar görmesini istemiyordu, yavşak zira karıma aşık olmuştu...

Hüseyin sırtüstü yatan karımı 10-15 dakika siktikten sonra, sikini menfaatinca, “Noldu, bitti mi?” diye sordum. “Yok yok, yüzüstü çevirelim!” dedi. Karımı elbirliği ile yüzüstü çevirdik. Hüseyin karımın göt deliğini yalamaya başladı, ben de karımın götünün yanaklarını ayırıyordum. Sonra karımın karnına yastığı koyup, yeniden amına girdi. Karımı öyle bir sikiyordu ki, ağır çekimde ve tadını çıkara çıkara. O an karımı ben değilde Hüseyin daha fazla haketmiş gibi bir his oluşmaya başladı içimde, ayrı bir dünyada gibiydim, sanki herşey bir rüyaydı, kusursuz, herzaman görülesi bir rüya. Hüseyin bu pozisyonda yarım saat kadar sikti karımı ve karımın içine boşalmadan çıktı. Karının altından yastığı çekip yine sırtüstü çevirdik karımı. Bu sefer ben geçtim ve karımın sırılsıklam olmuş amını yalamaya başladım. Hüseyin de karımın dudaklarını ve göğüslerini emiyordu...

Karımın amını oldukça yaladıktan sonra sikimi yavaşça karımın amına sokup sikmeye başladım. Ooohhh müthiş zevk alıyordum karımın sikilmiş amını sikmekten. Hüseyin kenara geçip bizi izlemeye başladı. Karımınamında gidip gelirken memelerini okşayıp emiyordum. Ben çok dayanamayıp karımın amına boşaldım. Karımın amına boşaldım diye Hüseyin biraz bozulmuştu, zira Hüseyinin işi daha bitmemişti. Bana söylene söylene karımın dölle doldurduğum amına yeniden girdi ve gidip gelmeye başladı. Karımın vıcık vıcık amını 5 dakika siktikten sonra, karımın dudaklarını emerek içine deliler gibi boşaldı. Beraber karımın amını temizleyip, karımın bir yanına ben, öteki yanına da Hüseyin uzandık. Karımı aynı anda okşuyorduk ve o biçimde ahenkuşum. Ne kadar ahenkuşum bilmiyorum, birden karımın sesiyle uyandım, içimden ‘Eyvah!’ diyerek sıçradım. Karımın diğer yanına baktığımda Hüseyinin olmadığını görünce rahatlamıştım. Hüseyin yavşağı benuyurken giyinip gitmişti.

Ondan sonra bu olayı, yani karımı uyutarak sikmeyi her hafta yeniden etmeye başladık. Aradan aşağı yukarı 5 yada 6 hafta geçmişti. Ben herşey kusursuz gidiyor derken, mşayetse karım kendisine hep yalnızca haftasonları kahve yapmam ve her kahveden sonra uyuyup, sabah ta amında tuhaflıklarla uyanması dikkatini çekmiş. Yine kahve yaptığım bir haftasonu, karım çaktırmadan kahveyi dökmüş ve ahenka numarası yapmış. Ben de tabi çakmamıştım bu durumu. Karım uyuyor diye yatağına gdolayıp soydum ve Hüseyini aradım. Karım da aynen beni dinliyormuş ve ne olacak ne yapacağız diye beklemiş. Tabi Hüseyin yine hemen geldi. Hüseyinle beraber karımı okşayıp yalayıp siktikten sonra, tam karımın amını temizleyip giydirecekken, karımın, “Mutlumusun aşkım?” demesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Ve artık karımı uyutmadan 3’lü seks yapıyoruz, üçümüz de çok mutluyuz!

22 Şubat 2014 Cumartesi

Kocamın İstemesiyle Komşumun Kollarında Uçtum



Almanyadan Merhabalar, ismim Serpil, 39 yaşındayım ve evliyim. Samimi olduğumuz, aile dostumuz, Oktay abimiz bir akşam bize yemeğe gelmişti. Karısı ve çocukları Türkiyeye izine erken gittiğinden, Oktay abi yalnız kalmış, 2 hafta sonra o da peşlerinden gidecekti. Oktay abileri ailece çok severdik, onlar da bizlerden memnun olduklarından, genelde boş dönemlerimızı birlikte değerlendirirdik. O akşam havadan sudan sohbetlerle yemeğimizi yedik, sonrasında erkekler bira aldılar, ben de onlara 1-2 bardakla eşlik ettim. Ama dikkatimi çekti, kocamın tavırları biraz değişikti bu akşam, taa ilk başından pek anlamadım.

İlerleyen saatte, TV’den gelen müziğe eşlik etmek için, kocam beni dansa kaldırdı. Daha sonra lavaboya gitme bahanesiyle Oktay abiye yerini bıraktı. Böylelikle şimdi Oktay abinin kollarındaydım ve (makul bir biçimde) dans ediyorduk. Az sonra kocam gelip, birden arkamdan bana sarılıp, sonra da Oktay abiyi bana doğrubelinden çekti. Şimdi ikisinin arasına Preslenmiş kalmıştım. “Napıyorsun aşkım?” diyerek reaksiyonmi gösterdim. Oktay abi de gerilmişti, ama kocam ikimizi de adeta kelepçelemiş, pis pis sırıtıyordu. Bunla da kalmamış, birde kulağımın altından boynumu öperek yalıyordu. Şimdi Oktay abinin de tavrı değişmiş, pantolonunun önü kabarmaya başlamıştı, bacak arama yapışık olmasından bunu hissediyordum. Artık o da pişkince davranıp, diğer yandan boynumu öpüyordu…

Tuhaf tuhaf hisler içindeydim, sıcak beynime vurmuştu, kocam kıçıma yapışmış, Oktay abi de kabarmış sikiyle yukarıya aşağı sürtünerek, pantolon üzeri amıma masaj yapıyordu. 10 dakika kadar böyle devam ettik, artık bende bütün çekingenliğimi atmış, kendimi olanlara bırakmıştım. Oktay abi arasıra boynumdan yukarıya çıkıp dudaklarıma yakın öpüp, hatta bazı durumlarda dudaklarıma dudağıyla dokunuyordu. Kocamın ne yapmaya niyeti olduğunu anlamasam da, sanırım amacına ulaşmıştı ki, Oktay abiye, “Karım sana emanet Oktay!” deyip masaya döndü. Oktay abi de beni elimden tutup yatakodamıza götürdü. Beynim tilt olmuştu, itiraz bile etmeden kuzu kuzu gitmiştim.

Odaya girince kapıyı kapatıp, yine dans eder gibi birbirimize sarıldık, ancak busefer dudaklarımız kenetlenmiş, ağzımız açılmış, dillerimiz karşılıklı dans edip yalaşıyorlardı. Oktay abinin elleri tişörbütünün içine dalmış, memelerimi südyenimin üstünden mıncıklıyordu. Oktay abi her hareketi bilinçli hatta ustaca olarak tişörbütünü başımdan sıyırıp, südyenimin kopçasını çözüp, iki eliyle dyetişkin memelerimi avuçlamış, uçlarını emiyordu. Ben de onun gömleğinin butonlarıni çözmüş, bedeninu okşamaktaydım. Ardından taytımı aşağı sıyırdı, yalnızca külotumla kalmıştım. Beni yatağa yatırdı, kendisi de soyunup üsbütüne çıktı. Dudaklarımız yeniden buluşmuş, zevkle öpüşüyorduk…

Dudaklarımı bırakıp boynuma indi, buharlı nefesini tenimde hissediyordum. Dudaklarını çok ustaca kullanırken, tenime baskısı ne çok, ne az, tam orta kıvamdaydı. Ordan omuzuma geçti. Kollarımı yukarıya kaldırıp koltuk altımı emerken, balık etli olduğumu, tenimi emmekten çok zevk aldığını söylüyordu. Ben artık bütün kadınlığımla teslim olmuştum Oktay abiye, daha önce hiç yaşamadığım zevklerle tanışıyordum. Koltuk altımdan bukadar zevk alacağımı hiç düşünmemiştim. Dudakları ordan yeniden memelerimle buluşup, memelerimi yalayıp okşadıktan sonra aşağıya yöneldi. Külotumu ağzıyla kapıp aşağıya çekerken, ben de kalçamı kaldırmış külotsuz kalmama yardımcı oluyordum. Tamamen savunmasız kalmıştım…

Külotumu çıkarıp kenara bıraktıktan sonra, ayaklarımdan öperek yukarı doğru çıktı. Diz kapağımın içine gelmiş, lop etli yerlerini ağzında vakumluyordu. Bacaklarımın iç kısmından yukarıya doğru gelip amıma kavuştu dudakları. Amımın sağ kanadıyla bacak arasına yapışmış, sülük gibi emiyordu. Bitmek üzereydim, yatakta kıvranıyordum. Bir kadına yalnız bukadarı yaşatılır diye düşünürken, Oktay abi ordan sağa kayıp, amımın dudaklarının çevresinde diliyle daireler çizerek beni uçuruyordu. Dilini kusursuz kullanıyordu, içime dalıp dalıp, çıkarıp, sonrasında amımı tamamıyla ağzına alıp, sularımı içine çekiyordu. Ard arda Orgazmlar yaşıyor ve artık içimde istiyordum, kadının zevki için çok uğraşan bu adamı…

Yavaş yavaş üsbütüne çıkıp, bacak arama yerleşti. Kulak mememi öperek kulağıma, “Serpil sikimi tut amına yerleştir!” dedi. Kalın sikini kavrayıp, amımın ortasına yerleştirdim, mantar gibi başını içime almış, gerisini arzule bekliyordum. “Serpil, kadınım olmaya hazırmısın?” diye sordu. “Hazırım Oktay abi, herşeyimle al beni, senin olmak istiyorum!” diye yanıtladığımda, sikini girebildiği kadar amcığıma kökledi. Offff neydi bu, neşekil bir zevkti bu? Beynimde şimşekler çaktı. İçimde bir müddet böyle kaldıktan sonra, tamamıyla dışarı çıkmadan yeniden çekip, amıma tekrar gömdü. Yavaş yavaş gidip, sert atılımlerle geri geliyordu. Ben de ritmine uyup, o çekerken kalçamı gerileyip, o basarken ben de kalçamı ileri sürüp, gümleyerek buluşmamıza yardımcı oluyordum…

Böylesini ilk kez yaşıyordum, içimde değişik ritimde gelip gitmesi mi, yoksa kulağıma, “Hadi kadınım, bırak kendini, zevkin doruğuna çıkalım, patlat Orgazmını, sana zevk verdiğimi duymak istiyorum!” gibi cümlelerı fısıldaması mı daha fazla tahrik ediyordu emin değildim. Herşeyi unutmuş, Dünyada yalnızca Oktay abiyle ben ve çılgın sevişmemiz vardı sanki. Defalarca üst üste boşalıyordum. Kendisi de artık gelmek üzereydi, iki eliyle alttan kalçalarımı sıkıca avuçlamış, nefes alışverişi hızlanmış, alnında ter boncukları birikmiş, içimde daha süratli gidip geliyordu. “Hadi erkeğim sen de patlat içime, yıkıl kal üsbütüne!” dediğimde, “Oohhhhh!” diyerek, sıcak spermlerinin içime boşaldığını son uzun bir titremeyle hissetmiştim. Bana görkemli seksi yaşatan Oktay abi, üsbütünde 1-2 dakika yığılıp kaldı. Sonra yanıma uzanıp beni kendine çekti. Başımı göğsüne koyup sarıldım. Bitkin, ancak çok mutlu bir biçimde, 15-20 dakika dalmışım…

Oktay abinin kıpırdamasıyla uyandığımda, “Ben artık gideyim, bu geceyi katiyen unutamayacağım, çok mutlu ettiniz beni!” deyip, giyindi ve beni öperek odadan ayrıldı. Yorganı üsbütüne çekip doğruldum. Dış kapı kapandıktan sonra kocam içeri girip yanıma oturdu. Yüzüne bakamıyordum, “Neden yaptın bunu?” diye sorduğumda, “Sevgili karıcığım seni çok seviyorum, sensiz bir hayat düşünemiyorum, ameliyatımdan sonra sana yatak odamızda hiç yeterli olamıyordum, senin de seksi zevkle yaşadığını biliyorum, başkasıne yenik düşmendense, güvendiğim Oktay abimize seni teslim etmek benim için daha cazip geldi!” dediğinde, gözyaşlarımı tutamayarak, beni bukadar çok seven kocama sarıldım.

Tüm herkeze Selamlar.